yeniden doğan – tabutmag forum
25 Mayıs

Bugün bir şey düşündüm — öyle ortada ki aslında, her zamanki gibi apaçık ortada! Birdenbire anlamanın saçmalığından başım döndü, sinirlerim boşaldı: İstediğim her şeyi yapmaktan beni alıkoyan hiçbir şey, hiçbir şey yok, benden başka... Kalkıp gitmemi engelleyecek ne var? Yalnızca çevremin öz—dayatmalı baskıları, bana her zaman öyle güçlü geldiler ki onların kutsallığını bozmayı düşünmeye yeltenmedim bile... Oysa aslında, beni durduran nedir ki? Ailemle ilgili korkularım mı — özellikle annemle? Güvenceyi ve mülkiyeti bırakamamak mı? Evet, ikisi de, ama beni tutan gerçekler yalnızca bunlar... Üniversite nedir? Orada hiçbir şey öğrenemem, çünkü bilmek istediklerimi biriktirebilirim, şimdiye dek hep öyle yaptım, tek başıma, gerisi angarya... Üniversite güvenlik demek, çünkü yapması kolay, güvenli olan şey... Anneme gelince, açıkçası umurumda değil — Onu görmek istemiyorum — Eşya sevgisi — kitaplar ve plaklar — bu ikisi son birkaç yıldır içimde ağırlaşan yüklerdi — ama kâğıtlarımı, defterlerimi ve birkaç kitabı küçük bir kutuya koyup başka bir şehirdeki bir depoya göndermeme, üzerime birkaç gömlek ve levis'ımı geçirdikten, paltomun cebine bir çift yedek çorap, biraz da para tıktıktan ve dünyaya Byrone'vari bir not bıraktıktan sonra kapıdan çıkmama, otobüse atlayıp nereye istersem gitmeme ne engel olabilir, ne? İlk seferinde polis beni yakalayıp perişan haldeki ailemin kucağına geri yollar elbette, fakat gönderildiğimin ertesi günü çıkıp gidersem ve yeniden eve yollandığım takdirde aynısını tekrarlarsam beni rahat bırakırlardı — Ne istersem yapabilirim! O zaman, kendimle şöyle bir anlaşma yapıyorum — Chicago'ya kabul edilmezsem, bu yaz aynen yukarıda tasarladığım şekilde evden ayrılacağım. Kabul edilirsem, gelecek yıl gideceğim ve bir şekilde tatmin olmazsam — orada gerektiği kadar kullanılmazsam, hemen ayrılacağım — Tanrım, hayat muazzam!

syf•29—30

Susan Sontag
Yeniden Doğan
Günlükler ve Defterler, 1947-1963

Yayına Hazırlayan: David Rieff
Türkçesi: Begüm Kovulmaz
Agora Kitaplığı
20 Nisan

Bayağılık ve tahakküm – U-Conn'da [SS'ın birkaç yıl önce ders verdiği Connecticut Üniversitesi] böyle yazmıştım ve haklıydım... Duyarlılık aristokrasisi kadar akıl aristokrasisi. Avam muamelesi görmekten hiç, hem de hiç mi hiç hoşlanmıyorum!

Duygusallığımı ayakta tutacak kadar ego sahibi olmalıyım. Duyarlı olsaydım (yani H.'ın ruh hallerinin, hakkımda gerçekte düşündüklerinin farkında olduğumu gösterseydim) onu kucaklamaya asla cüret edemezdim...

Âşık olmak – ötekinin benzersizliğine dair bu incelikli keskin unutulmaz kavrayış. Onun gibi başka biri yok, onun gibi dans eden, onun gibi üzülen, onun gibi güzel konuşan, aptallık ve terbiyesizlik eden başka biri yok...

Barbara'nın varlığından sıkıldım. H.'a duyduğum sevgi öyle tutkulu, öyle cinsellik yüklü ki, varlığıyla H.'ın aklını dağıtmasına + hatta belki onu bana karşı daha sabırlı yapmasına rağmen Barbara'dan ve bu üç kız kardeş oyunundan, kızlar kulübü halinde dolaşmaktan —giderek daha fazla— usanıyorum.

syf•203—204

Susan Sontag
Yeniden Doğan
Günlükler ve Defterler, 1947-1963

Yayına Hazırlayan: David Rieff
Türkçesi: Begüm Kovulmaz
Agora Kitaplığı
Gençliğimin anarşist—estet dönemine girdiğimi eğlenerek fark ettim. Geçen hafta boyunca sırasıyla şunları okudum: [I.A.] Richards'ın Pratik Eleştiri'si, Koestler'in Gün Ortasında Karanlık'ı ve [Walter] Pater'in Rönesans'ıyla bitirdim. İnsanlardan, aptallıktan ve vasatlıktan, haçlı seferlerinden ve siyasetten bıktım...

***

e. e. cummings
“yukarı doğru büyüdükçe aşağı doğru unuttular.”

syf•54—

Susan Sontag
Yeniden Doğan
Günlükler ve Defterler, 1947—1963

Yayına Hazırlayan: David Rieff
Türkçesi: Begüm Kovulmaz
Everest Yayınları
13 Şubat
[Bu kısım aslında 1951'de bu tarihte yazılmıştı.]

Savaş + Barış kıyaslanamaz bir deneyim; diğer okuduklarım: Christopher Caudwell'in Yanılsama ve Gerçeklik’i, Ernst Troeltsch, [Robert] Murray'den The Political Consequences of the Reformation [Islahatın Siyasal Sonuçları], Rilke'nin mektupları, Dewey'den mantık + Dostoyevski'nin [Edward] Carr biyografisi.

Rilke'den:
“…aşkta sürekli yetersiz, karar vermekte tereddütlü + ölüm karşısında acizsek, var olmak nasıl mümkün olsun?”

Ama varız + bunu doğruluyoruz. Şehvet hayatını olumluyoruz. Fakat, dahası var. Kişinin gerçek doğasından, yani hayvandan, id'den, dışarıdan empoze edilmiş kendine işkence eden bir vicdana, yani Freud'un deyişiyle süper egoya kaçtığı yok - Kierkegaard'ın dediği gibi, tam tersi geçerli. İnsan için doğal olan etik hassasiyetimiz + bundan canavara kaçarız; söylemek istediğim yalnızca zayıf, çıkarcı, umutsuz şehveti reddettiğim, ben canavar değilim, futiliteryan da olmayacağım. Kahramanı konu alan kişisel epikten, hayatımdan bile çok inandığım: yapmacıklığın + umutsuzluğun ötesinde özgürlük + aşkınlık bulunduğu. Kişi deneyimlemediği dünyaları bilebilir, hayata benzersiz bir karşılık verebilir, tümüyle güçlü + verimli bir iç dünya yaratabilir.

Fakat insan bütünlük + aşk hakikatini nasıl, ne zaman gerçekleştirebilir? Dönüşümlü beslemenin güvencesinden fazlasını denemeli. Şayet “hayat bütün oyukları + çentikleri ıstırap + avutulamaz dertler + can yakıcı kavrayışlar olan boş bir biçim, bir negatif kalıpsa, bu kalıbın dökümü... neşe, uzlaşma - en kusursuz + en kesin mutluluktur”.

Fakat nasıl korumalı + kararlı olmalı! İnsanı sanat alanının dışına, ölmekte olana, deliliğe taşır bu -ah, peki dışa dönük özgürlük, insan kalbinin devasa tasarrufu ölümden özgürlük, bu yararlı özgürlük nerede? Savaş çok yakın.

22 Haziran'da Queen Elizabeth'te rezervasyonumuz var.

syf•64—65

Susan Sontag
Yeniden Doğan
Günlükler ve Defterler (1947-1963)

Yayına Hazırlayan: David Rieff
Türkçesi: Begüm Kovulmaz

Agora Kitaplığı, 2013
13 Nisan
Düşünceler, hayatın hizasını bozuyor.

syf•3—



[yalnızca 1957 tarihi atılmış]

Nelere inanıyorum?
Özel hayata
Kültürü desteklemeye
Müziğe, Shakespeare’e, eski binalara

Nelerden keyif alıyorum?
Müzik
Âşık olmak
Çocuklar
Uyumak
Et

Kusurlarım
Hep geç kalmak
Yalan söylemek, çok konuşmak
Tembellik
Hayır deme irademin zayıflığı

syf•99—



Emerson şöyle demişti: “İnsan, gün boyu düşündükleridir.”

Varoluşçu Emerson.

syf•136—

Susan Sontag
Yeniden Doğan
Günlükler ve Defterler (1947-1963)

Yayına Hazırlayan: David Rieff
Türkçesi: Begüm Kovulmaz

Agora Kitaplığı, 2013
Joyce, Jane Degras'tan söz ederken: "Memeden kesilmemiş bir beyaz güvercin kadar munisti."

Buraya kadar. Hepsi bu. Başka bir şey kalmadı.

Oxford bursunu bir alabilsem! O zaman en azından yerel sahnenin, korunaklı yuvamın uzağında işe yarar mıyım, öğrenebileceğim.

Yalnızken kendim miyim?

İnsanların yanında kendim olmadığımı biliyorum, Philip'in yanında bile - onunla, ikimizle ilgili süregelen sinir bozukluğum bundan kaynaklanıyor. Peki, yalnızken kendim miyim? Bu da ihtimal dahilinde görünmüyor.

Devam eden projeler:
"Evlilik Üzerine Notlar"
"Yorum Üzerine Notlar"
Deneme: "Etik İdeal Olarak Özbilinçlilik"

Yorum hakkında:
Kültürel nakliye olarak yorum. Kutsal Kitap'taki öyküler artık inanılmayacak hale geldiğinde onları yorumlarız.

Mit, yorum prizmasından geçerek dağılır.

Bu konuları iyice öğren:
Şu konularda bilgini arttır:

1. Abelard'ın hayatı ve felsefesi

2. Deniz biyolojisi, özellikle denizanaları

3. Baron Bunsen

4. Spinoza'nın felsefesi

5. Eyüp Kitabı

Oku: The Amberley Papers [Bertrand Russel'in Anne Babasının Mektupları ve Günlükleri].

s.130-131

Susan Sontag
Yeniden Doğan
Günlükler ve Defterler, 1947, 1963

Türkçesi: Begüm Kovulmaz
Agora Kitaplığı
P. tartıştığımız için üzgün olduğunu söyledi, çünkü tartışmadan sonra migrenim tuttu. Üzücü bir gerekçe. Tartışmanın mantıksız olduğunu söylese daha iyi bir gerekçe olurdu.

***

Evlilik üzerine notlar:

Altın evlilik yıldönümümde torunlarımın çocuklarının karşısına çıkmak? "Büyük nine, senin de mi duyguların vardı?"

"Vardı ya. Yeniyetmeliğimde kaptığım bir hastalıktı. Neyse ki atlattım."

***

P: "Yazmaya hazırlanmanın... nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun. Elinde kalem, masada kâğıt oturursun. Başlıyor, yerlerinize, hazır, ayağa kalk: Tamam, işte başlıyor. Hazır ol, nişan al, yaz... Yazma düşüncesi aklımdaki bütün diğer düşünceleri kovdu."

..."Sürekli başlangıç noktasında olmak öyle acı verici ki..."

"Bu kadar kendimin bilincinde olmaktan nefret ediyorum."

***

Bundan böyle aklıma gelen her türlü haltı yazacağım.

Uzun zaman yüksek kültür diyeti yapmaktan kaynaklanan bir tür ahmakça gurur. Ağız ishali oldum ve daktilo kabızı. Kötü de olsa umurumda değil. Yazmayı öğrenmenin tek yolu, yazmak. Aklından geçenlerin yeterince iyi olmadığı bahane.

s.104-

Susan Sontag
Yeniden Doğan
Günlükler ve Defterler, 1947, 1963

Türkçesi: Begüm Kovulmaz
Agora Kitaplığı
21 Ocak

İnanılmaz bir şekilde dün gece gerçek anlamıyla doruk noktasına ulaşan bir dizi rüya yüzünden son haftalar boyunca olağanüstü keyifsiz ve sessizdim. Rüyaların konusu? Tabii, başka ne olacak! Philip saatin alarmını sabah 5'e kurmuştu, alarmı ben de işittim. Kalkmak istedim. Ama uykuya dalmaya razı olursam ödülümü alacağımı biliyordum. Uyuyunca yeniden başladı - ancak bu defa acı verecek ölçüde gerçekti. Elimi uzatsam...

Bir iskeleye inen kayalıklar vardı, sonra koyu renk ahşaptan, çift kişilik dar bir yatak, ondan sonra da bir konser salonunun sahnesi.

Dedim ki: "Sana istediğin kadar para veririm." Ama önceden, iskelede şöyle demiştim: "Elbette, istediğin kadar para alabilirsin ama paraya istek ya da ihtiyaç duymayacaksın. Sana iyi gelmez para."

İkinci seferinde yalvarıyordum, oysa ondan önceki konuşmada kendime nasıl da güveniyordum, neredeyse tepeden bakıyordum...

Odaya girince + yatağı görünce, tek kişinin uyumadığı bir yatak gördüğümü anladım.

Biriyle birlikte yaşıyorsun, diye haykırdım. O zaman kapının arkasından çıktı, sanıyorum, çok yaşlıydı. Altmış yedi olduğunu hatırlıyorum, tam bu yaştaydı, ufak tefek, dimdik kır saçlı. "O adamla birlikte yaşıyorum çünkü zengin."
Bir tür tören giysisi içinde sahnenin kenarında ayakta durdum. Büyük bir kalabalık beni bekliyordu ama yine de umursamadan elimin yanıyla onun eline dokunmaya cesaret ettim...

Dayanılmaz acı veren bu hazlar – bütünleme + üzüntü – tamamen rüyalara özgü türden.

Bu hazzı satın almış olmam onun bütünlüğünü azaltmadı. Açıklanamayacak şekilde saltanat sahibi olduğumdan fazlasını bekleyemezdim ve et yine etti, satın alınmış ya da değil. Yalnızca uzun süre ağlamak istiyorum ve doğru dürüst avutulmak, bütün avuntuları reddetmek. Üç gün aralıksız ağlayabilir, fışır fışır akan burnum için özür dilemeden haykırıp hıçkırabilirdim belki. Ama yapmıyorum, çünkü o zaman sonrasında bir şey yapmam gerekir, geri çekilmek de bir şey yapmak sayılmaz. Yani, kendimi öldürmem veya çekip gitmem gerekir.

İkisini de yapamayacağımdan ağlamaya cüret edemiyorum, yalnızca kısacık sürelerle...
Bu rüya ve ondan öncekiler olağanüstü ağır, vıcık vıcık bir yumru gibi beynime yığılıyor - başımı karnıma itiyor, üzerime mide bulantılı, melodramatik sessizlikler yüklüyorlar...

Philip bile hastalandığımı sanıyor, zavallı sevgilim. Ben bir olmaya çalışırken - kalbimi elimin altına almaya çalışırken – saçım taradıkça incelmeye karar veriyor, Philip yalvarmama rağmen doktordan randevu aldı...

s.73-75

Susan Sontag
Yeniden Doğan
Günlükler ve Defterler, 1947, 1963

Türkçesi: Begüm Kovulmaz
Agora Kitaplığı
[ss, hayatı boyunca sözcük listeleri yaptı ve bazen bu listelere birinin adını ya da kısa gözlemlerini de ekledi. bu tarihsiz, ama 1949 sonbaharına ait liste onun bu alışkanlığını ve alışkanlığın nasıl ikinci doğası haline geldiğini gösteriyor.]

efemine
uyurgezerlik
hararetli
detumesans
darmadağınık
çok cerbezeli, çok ussal
donuk
entrikaci
yozlaşmış vakar
uyuntu
ağıtsal
meleager
kullanılabilirlik
leoparımsı
ammeye ait
harriette wilson
garbure çorbası
doygun
sukulent
aldoux huxley'in ehliyetli entelektüel zorbalığı
sarı defter kıymeti
ketum
metanetli
bilgiçlik + çapkınlık
garaz
yontulmamışlık pirnal
klakson

kaya havuzu - cyril connolly, s. 213

"... öyleyse belki hepimiz insanların bizi ilk olarak arzulanır bulduğu zamanki süslerimizi bilinçdışı süreçlerle korumaya çalışıyoruz."

s.52-53

susan sontag
yeniden doğan
günlükler ve defterler, 1947, 1963

türkçesi: begüm kovulmaz
agora kitaplığı