okumak bende ancak okuma yoluyla çoğaltır kendini, dışarıdan gelecek önerilere asla kulak asmam ya da ancak çok uzun zaman sonra dikkate alırım. ben okuduğum şeyi keşfetmek isterim. bana bir kitap tavsiye edildiğinde, o kitabı elime almam, bana bir kitap övüldüğünde, o kitap bana senelerce zehir olur. ben yalnızca, gerçekten hayranlık duyduğum büyük insanlara güvenirim. onlar bana her şeyi tavsiye edebilir, merakımı uyandırmak için, bana bir kitabın bir yerinden bahsetmeleri yeterlidir. gelgelelim, başkalarının ağızlarıyla gelişigüzel bahsettikleri şeylerin üzerinde sanki pis bir lanet vardır. bu yüzden, o büyük kitapları tanımakta zorlandım, çünkü asıl büyük olan, umumiyet kültüne mal olmuştur ve artık insanların dilindedir, tıpkı kahramanlarının isimleri gibi. i̇nsanlar bu asıl büyük olanı dolu bir ağızla telaffuz etmekle —pek bir doymuş olmalılar— benim açımdan bilinmesi elzem şeylerden illallah ettirirler.
syf•25—
elias canetti
sinek azabı
türkçesi: necati aça
sel yayınları
syf•25—
elias canetti
sinek azabı
türkçesi: necati aça
sel yayınları