tiyatro bize bir hakikat öğretebilir, ama bu ancak kendi varlığımızın yanıltıcı doğasının hakikatidir. hayatlarımızın rüyalara ne kadar benzediğini, kısalığını, değişkenliğini, temelsizliğini göstererek bizi uyarabilir ve bu şekilde faniliğimizi hatırlatarak tevazu erdemini aşılayabilir. bu kıymetli bir başarıdır, çünkü ahlâki sıkıntılarımızın çoğu bilinçdışımızdaki sonsuza dek yaşayacağımız varsayımından kaynaklanır. halbuki yaşamlarımız fırtına'nınki kadar kategorik bir son bulacaktır. bununla birlikte, bu durum kulağa geldiği kadar rahatsız edici değildir. eğer varlığımızın prospero'nun ya da miranda'nınki kadar kırılgan ve geçici olduğunu kabul edebilirsek, bundan fayda da sağlayabiliriz. hayata daha endişesiz bir şekilde bağlanabilir, böylece hem hayattan daha çok keyif alabilir hem de başkalarına daha az zarar verebiliriz. belki de prospero'nun, bağlamda biraz tuhaf kaçsa da, keyfimizi bozmamamızı istemesinin sebebi budur. her şeyin geçici olması hepten üzüntü verici bir şey değildir. aşkın da güzel bir şişe şarabın da sonu gelir, ama savaşların ve zalimlerin de öyle.
syf•58—
terry eagleton
edebiyat nasıl okunur
türkçesi: elif ersavcı
iletişim yayınları
syf•58—
terry eagleton
edebiyat nasıl okunur
türkçesi: elif ersavcı
iletişim yayınları