büyülü fener – tabutmag forum
yıllar önce film kentinde jerome robbins ve olağanüstü güzel doğulu eşi beni ziyaret etmişlerdi. deneyim aynıydı: anında kurulan bir iletişim, kolay paylaşılan, alevli bir anlam dokusu, ayrılırken duyulan özlem ve en kısa zamanda biraraya gelmek için verilen sözler.

ama böyle olmadı ve asla olmayacak. köylümsü bergman çekingenliği ve beklenmedik duygular karşısında duyulan bergman sıkılganlığı: en iyisi geri çekilmek, hiçbir şey söylememek, konudan uzak durmak. yaşam zaten şu haliyle bile yeterince tehlikeli. hayır, hayır. teşekkür eder, dikkatle geri çekilirim, ilgim merakım kaygıya dönüşür. alışılmış, boz gündelik yaşama şükrederim. gündelik yaşam denetlenebilir ve yönetilebilir.

yüz yüze, düşlerle gerçeğe ilişkin bir film olacaktı. düşler kavranabilir gerçeklere, gerçeklerse eriyerek düşlere dönüşecekti. zaman zaman filmlerimde gerçekle düş arasında hiç engellenmeden gidip gelmişimdir. persona’da, gezgincilerin gecesi’nde, fısıltılar ve çığlıklar’da. ama bu kez çok güç oldu. gereksinim duyduğum esini bulamadım. düş sekansları yapaydı, gerçekler bulanıktı. yer yer sağlam sahneler vardı, liv ullman aslanlar gibi döğüştü. gücü ve yeteneği filmin dağılmasını engelledi ama o bile benim coşkuyla okuduğum, ancak iyi sindiremediğim asıl çığlığı, doruk noktasını kurtaramadı. sanatsal yorgunluk ince dokunun içinden sızdı.

s.255—256

ingmar bergman
büyülü fener

türkçesi: gökçin taşkın
afa yayınları, ağustos 1990