yeniden doğan – tabutmag forum
[ss, hayatı boyunca sözcük listeleri yaptı ve bazen bu listelere birinin adını ya da kısa gözlemlerini de ekledi. bu tarihsiz, ama 1949 sonbaharına ait liste onun bu alışkanlığını ve alışkanlığın nasıl ikinci doğası haline geldiğini gösteriyor.]

efemine
uyurgezerlik
hararetli
detumesans
darmadağınık
çok cerbezeli, çok ussal
donuk
entrikaci
yozlaşmış vakar
uyuntu
ağıtsal
meleager
kullanılabilirlik
leoparımsı
ammeye ait
harriette wilson
garbure çorbası
doygun
sukulent
aldoux huxley'in ehliyetli entelektüel zorbalığı
sarı defter kıymeti
ketum
metanetli
bilgiçlik + çapkınlık
garaz
yontulmamışlık pirnal
klakson

kaya havuzu - cyril connolly, s. 213

"... öyleyse belki hepimiz insanların bizi ilk olarak arzulanır bulduğu zamanki süslerimizi bilinçdışı süreçlerle korumaya çalışıyoruz."

s.52-53

susan sontag
yeniden doğan
günlükler ve defterler, 1947, 1963

türkçesi: begüm kovulmaz
agora kitaplığı
21 Ocak

İnanılmaz bir şekilde dün gece gerçek anlamıyla doruk noktasına ulaşan bir dizi rüya yüzünden son haftalar boyunca olağanüstü keyifsiz ve sessizdim. Rüyaların konusu? Tabii, başka ne olacak! Philip saatin alarmını sabah 5'e kurmuştu, alarmı ben de işittim. Kalkmak istedim. Ama uykuya dalmaya razı olursam ödülümü alacağımı biliyordum. Uyuyunca yeniden başladı - ancak bu defa acı verecek ölçüde gerçekti. Elimi uzatsam...

Bir iskeleye inen kayalıklar vardı, sonra koyu renk ahşaptan, çift kişilik dar bir yatak, ondan sonra da bir konser salonunun sahnesi.

Dedim ki: "Sana istediğin kadar para veririm." Ama önceden, iskelede şöyle demiştim: "Elbette, istediğin kadar para alabilirsin ama paraya istek ya da ihtiyaç duymayacaksın. Sana iyi gelmez para."

İkinci seferinde yalvarıyordum, oysa ondan önceki konuşmada kendime nasıl da güveniyordum, neredeyse tepeden bakıyordum...

Odaya girince + yatağı görünce, tek kişinin uyumadığı bir yatak gördüğümü anladım.

Biriyle birlikte yaşıyorsun, diye haykırdım. O zaman kapının arkasından çıktı, sanıyorum, çok yaşlıydı. Altmış yedi olduğunu hatırlıyorum, tam bu yaştaydı, ufak tefek, dimdik kır saçlı. "O adamla birlikte yaşıyorum çünkü zengin."
Bir tür tören giysisi içinde sahnenin kenarında ayakta durdum. Büyük bir kalabalık beni bekliyordu ama yine de umursamadan elimin yanıyla onun eline dokunmaya cesaret ettim...

Dayanılmaz acı veren bu hazlar – bütünleme + üzüntü – tamamen rüyalara özgü türden.

Bu hazzı satın almış olmam onun bütünlüğünü azaltmadı. Açıklanamayacak şekilde saltanat sahibi olduğumdan fazlasını bekleyemezdim ve et yine etti, satın alınmış ya da değil. Yalnızca uzun süre ağlamak istiyorum ve doğru dürüst avutulmak, bütün avuntuları reddetmek. Üç gün aralıksız ağlayabilir, fışır fışır akan burnum için özür dilemeden haykırıp hıçkırabilirdim belki. Ama yapmıyorum, çünkü o zaman sonrasında bir şey yapmam gerekir, geri çekilmek de bir şey yapmak sayılmaz. Yani, kendimi öldürmem veya çekip gitmem gerekir.

İkisini de yapamayacağımdan ağlamaya cüret edemiyorum, yalnızca kısacık sürelerle...
Bu rüya ve ondan öncekiler olağanüstü ağır, vıcık vıcık bir yumru gibi beynime yığılıyor - başımı karnıma itiyor, üzerime mide bulantılı, melodramatik sessizlikler yüklüyorlar...

Philip bile hastalandığımı sanıyor, zavallı sevgilim. Ben bir olmaya çalışırken - kalbimi elimin altına almaya çalışırken – saçım taradıkça incelmeye karar veriyor, Philip yalvarmama rağmen doktordan randevu aldı...

s.73-75

Susan Sontag
Yeniden Doğan
Günlükler ve Defterler, 1947, 1963

Türkçesi: Begüm Kovulmaz
Agora Kitaplığı
P. tartıştığımız için üzgün olduğunu söyledi, çünkü tartışmadan sonra migrenim tuttu. Üzücü bir gerekçe. Tartışmanın mantıksız olduğunu söylese daha iyi bir gerekçe olurdu.

***

Evlilik üzerine notlar:

Altın evlilik yıldönümümde torunlarımın çocuklarının karşısına çıkmak? "Büyük nine, senin de mi duyguların vardı?"

"Vardı ya. Yeniyetmeliğimde kaptığım bir hastalıktı. Neyse ki atlattım."

***

P: "Yazmaya hazırlanmanın... nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun. Elinde kalem, masada kâğıt oturursun. Başlıyor, yerlerinize, hazır, ayağa kalk: Tamam, işte başlıyor. Hazır ol, nişan al, yaz... Yazma düşüncesi aklımdaki bütün diğer düşünceleri kovdu."

..."Sürekli başlangıç noktasında olmak öyle acı verici ki..."

"Bu kadar kendimin bilincinde olmaktan nefret ediyorum."

***

Bundan böyle aklıma gelen her türlü haltı yazacağım.

Uzun zaman yüksek kültür diyeti yapmaktan kaynaklanan bir tür ahmakça gurur. Ağız ishali oldum ve daktilo kabızı. Kötü de olsa umurumda değil. Yazmayı öğrenmenin tek yolu, yazmak. Aklından geçenlerin yeterince iyi olmadığı bahane.

s.104-

Susan Sontag
Yeniden Doğan
Günlükler ve Defterler, 1947, 1963

Türkçesi: Begüm Kovulmaz
Agora Kitaplığı
Joyce, Jane Degras'tan söz ederken: "Memeden kesilmemiş bir beyaz güvercin kadar munisti."

Buraya kadar. Hepsi bu. Başka bir şey kalmadı.

Oxford bursunu bir alabilsem! O zaman en azından yerel sahnenin, korunaklı yuvamın uzağında işe yarar mıyım, öğrenebileceğim.

Yalnızken kendim miyim?

İnsanların yanında kendim olmadığımı biliyorum, Philip'in yanında bile - onunla, ikimizle ilgili süregelen sinir bozukluğum bundan kaynaklanıyor. Peki, yalnızken kendim miyim? Bu da ihtimal dahilinde görünmüyor.

Devam eden projeler:
"Evlilik Üzerine Notlar"
"Yorum Üzerine Notlar"
Deneme: "Etik İdeal Olarak Özbilinçlilik"

Yorum hakkında:
Kültürel nakliye olarak yorum. Kutsal Kitap'taki öyküler artık inanılmayacak hale geldiğinde onları yorumlarız.

Mit, yorum prizmasından geçerek dağılır.

Bu konuları iyice öğren:
Şu konularda bilgini arttır:

1. Abelard'ın hayatı ve felsefesi

2. Deniz biyolojisi, özellikle denizanaları

3. Baron Bunsen

4. Spinoza'nın felsefesi

5. Eyüp Kitabı

Oku: The Amberley Papers [Bertrand Russel'in Anne Babasının Mektupları ve Günlükleri].

s.130-131

Susan Sontag
Yeniden Doğan
Günlükler ve Defterler, 1947, 1963

Türkçesi: Begüm Kovulmaz
Agora Kitaplığı