pasajlar – tabutmag forum
ⓘ kabadayılığın şiiri, bulanık bir ışıkla sarılıdır. süprüntüler, büyük kentin kahramanlarını mı temsil eder? yoksa kahraman, eseri için bu malzemeyi kullanan bir şair midir? modernizmin kuramı, iki olasılığa da yer verir. ancak yaşlanmakta olan baudelaire, “les plaintes d’un icare” adlı, geç dönem ürünü bir şiirinde, artık gençliğinde aralarında kahramanlar aramış olduğu insanlarla aynı duyguları paylaşmadığını sezdirir.

(mutludur fahişelere âşık olan,
doyuma ermiş ve özgürdür;
bana gelince, kırılmış kollarım bütünüyle
yukardan geçen bulutlara sarılmaktan.)

charles baudelaire,
les plaintes d’un icare

walter benjamin,
pasajlar s.174

türkçesi: ahmet cemal
(bkz:yky), 1993
II

"insan doğasının en ilginç özelliklerinden biri”, der Lotze, "...bireyin bunca bencil oluşuna karşın, her şimdiki zamanın kendi gelecek zamanı karşısında kıskançlıktan bunca yoksulluğudur.” Bu düşüncenin götürdüğü sonuç, içimizde oluşturduğumuz mutluluk tasarımının tümüyle belli bir zaman parçasının, yani kendi varlığımızın akışının bizim için yalnızca bir kez öngörmüş olduğu zaman parçasının rengini taşıdığıdır, içimizde kıskançlık uyandırabilecek mutluluk, yalnızca soluduğumuz havada vardır, konuşmuş olabileceğimiz insanlarla, bize kendilerini vermiş olabilecek kadınlarla söz konusudur. Başka deyişle, mutluluk tasarımı içersinde, kaçınılmaz olarak, bir tür ilahi kurtuluşun titreşimleri de vardır. Tarihin konu edindiği, geçmişe ilişkin tasarım için de bu, böyledir. Geçmiş, kendisini kurtuluşa yönelten gizli bir dizini de beraberinde taşır. Zaten bizden öncekilerin içinde yaşadıkları havadan hafif bir esintiyi biz de duyumsamaz mıyız? Kulak verdiğimiz sesler içerisinde, artık susmuş olanların yankısı da yok mudur? Kur yaptığımız kadınların hiçbir zaman tanıyamadıkları kız kardeşleri olmamış mıdır? Böyleyse eğer, o zaman geçmiş kuşaklarla bizimkisi arasında gizli bir anlaşma var demektir. O zaman demektir ki, bizler bu dünyada beklenmişiz. O zaman, bizden önceki her kuşağa olduğu gibi bize de zayıf bir Mesih gücü verilmiştir ve bu güç üzerinde geçmişin de hakkı vardır. Bu, bedeli ucuz ödenebilecek bir hak değildir. Tarihsel maddeci, bunu bilir.

s. 37—38

Walter Benjamin
Pasajlar

(Tarih Kavramı Üzerine -II)

Türkçesi: Ahmet Cemal
YKY