ile – tabutmag forum
“sevgi nedir?” diye sordun. ben de şöyle dedim:-

“sevgi, bir şeyin farkına varmak; sonra da, bir karara varmaktır.”

i̇ki 'varma'nın çakışması...

“birincisi” dedim, “bir 'fon' gibidir: birgün, bakarsın, yaşamının içine örmeğe çalıştıklarının, yaşadıkların arasındaki bağlantıların, tek tek düşündüklerinin arkasından, birden, bir perde kalkmış, daha önce hiç görmediğin bir 'fon' çıkmış ortaya.

o 'fon', hem önündekilere ışık verir, hem de oluşturduğu arkaplanla, onların 'açık-seçik', 'net' görülmelerini sağlar.

—bu 'fon', öyle, bir 'yerde' de değildir: bir açıdan, alıştığımız gökyüzü gibidir — her şeyin arkasında gök yok mu zaten?... — i̇şte, o da, bir an gelip farkına varılan gökyüzü gibi, biz bilmeden, nasıl olmuşsa, gelmiş, her şeyin arkasına yerleşmiştir."

sen bu 'hiçbir yerde olmama'yı şöyle de anlayabilirsin:­

önünde hiçbir şey bulunmayan bir 'fon', tek bir belirsiz yüzeydir — oysa bir şey, ancak bir 'fon' önünde belirgin, seçik, 'net'tir — öte yandan, bir arkaplan, tek başına 'flu' bile değildir: bir şeyin 'flu' olması için, bir başka şeyin 'net' olması gerekir — tek başına bir şey ne 'flu' ne de 'net'tir.

i̇kincisi de buna bağlı: varılan o karar, o farkına varılana bağlıdır.

orada, ama, farklı bir edim gerekir:-

'karara varmak' — 'karar', nedir: 'tamam / işte bu / bunu yapacağım / yapmak istiyorum / sonuna kadar / ne olursa olsun / sonuna götüreceğim / tam, istiyorum / bu, işte..." gibi bir şey.

'sevmek' ile 'karar vermek' —'sevmeğe karar vermek'­— sana garip, hatta itici geliyordu, biliyorum; ama, 'sevgi'yi, 'içine düşülen', kişinin elinde olmayan bir şey olan 'sevi'den ayırmanın başka yolu yok—

'aşk', çünkü, önemsiz; giderek, değersiz bir şeydir: kişinin 'başına', nedensizce; hatta, nesnesizce 'gelir': n e d e n şu kişiye aşık olmuşsundur; k i m d i r, aşık olduğun — belirsizdir — çünkü, yalnızca bir 'etkilenim', bir 'tutku'dur — işte: bir tutulmuşluktur...

sevgi ise dünyanın en önemli; giderek de (enderliğinden mi acaba—herhalde...) en değerli şeyidir — çünkü, kişinin bilinçle ve tam da belirli bir kişiye yönelik, bulunabileceği en yoğun ve en yalın —anlamlı; amaçlı— eylemidir.

düşün: sevgi, eylemdir.

oruç aruoba
ile / 59
29.

Bak — bir rastlantı değilsin sen: şu garip yaşamımın ulaşmak zorunda olduğu bir noktasın (—artık, 'noktaydın', mı, demeli?...)

Biliyorum ki bütünüyle sana yönelmişti yaşamım; belki, gerçekleştirilebilirlik 'derece'sinden hep kuşkulanarak, ama, bütünlüğünden —bütün olması gerektiğinden­ emin olarak — kendi bütünlüğümü ortaya koyarak; senden de kendi bütünlüğünü isteyerek...

s.77
Oruç Aruoba
ile

Metis Yayınları, 1999