sırça fanus – tabutmag forum
«berbat hissediyorum.»

biri, «berbat. hmm,» dedi ve bir oğlan ufak bir gülücükle başını eğiverdi. başka birisi önündeki bloknota bir şeyler karaladı. sonra birisi ciddi bir yüz takınarak, «peki neden berbat hissediyorsunuz kendinizi?» dedi.

bu parlak topluluktaki kızlardan ve oğlanlardan bazıları pekâlâ da buddy willard’ın arkadaşları olabilirlerdi. belki de benim onu tanıdığımı biliyorlar ve beni merak ediyorlardı. sonra da aralarında benim dedikodumu yapacaklardı. beni tanıyan hiç kimsenin gelemeyeceği bir yerde olmak istiyordum.

«uyuyamıyorum...»

s.183
sylvia plath
sırça fanus

türkçesi: handan saraç
can yayınları
O tatlı, mazlum gülümsemesiyle, «Bıraktığımız yerden başlayacağız Esther,» demişti. «Bütün bu olanlara kötü bir düş gözüyle bakacağız.»

Kötü bir düş.

Sırça fanusun içinde ölü bir bebek gibi tıkanıp kalan insan için dünyanın kendisi kötü bir düştür.

Kötü bir düş.

Her şeyi anımsıyordum.

Kadavraları, Doreen'i, incir ağacının öyküsünü, Marco'nun elmasını, Common'daki denizciyi, Doktor Gordon'un şaşı hemşiresini, kırık termometreleri, iki tür fasulyesiyle o zenci görevliyi, ensülin yüzünden aldığım on kiloyu ve gökle deniz arasında gri bir kafatası gibi kabaran kayayı anımsıyordum.

Belki de unutkanlık, kar gibi onları örtüp susturmalıydı.

Ama onlar benim bir parçamdı artık. Yerel görünümümü oluşturuyordu hepsi.

s.244
Sylvia Plath
Sırça Fanus

Türkçesi: Handan Saraç
Can Yayınları, 1987