kendine ait bir oda – tabutmag forum
(…) yüz yıl sonra, diye düşündüm, kapının eşiğine vardığım sırada, kadınlar artık himaye edilen cins olmayacaklar. bir zamanlar kendilerine yasaklanmış olan bütün faaliyetlere ve uğraşlara katılabilecekler. dadı kömür yığabilecek. dükkâncı kadın otomobil kullanabilecek. kadın himaye edilen cins olduğunda görülen durumlara dayandırılan bütün varsayımlar ortadan kalkmış olacak – örneğin (o sırada sokaktan bir bölük asker geçiyordu) kadınların, din adamlarının ve bahçıvanların daha uzun ömürlü oldukları. onları korumaktan vazgeçin, onları aynı faaliyetler ve uğraşlarla baş başa bırakın, bırakın asker olsunlar, denizci, otomobil sürücüsü ya da liman işçisi, o zaman kadınlar erkeklerden daha genç yaşta, daha çabuk ölmezler mi, o zaman da biri çıkıp ‘bir uçak gördüm’ der gibi, ‘bugün bir kadın gördüm’ demez mi? kadınlık, himaye edilen bir meşguliyet olmaktan çıkınca her şey olabilir (…)

virginia woolf
kendine ait bir oda

çev.: ilknur özdemir
Pope şöyle demiş: Çoğu kadın kişiliksizdir. La Bruyère de: Les femmes sont extrêmes; elles sont meilleures ou pires que les hommes…

(Fr.) Kadınlar uçlardadır, erkeklerden daha iyi ya da daha kötüdürler. (ç.n.)

Birbiriyle çağdaş olan iki keskin gözlemcinin tamı tamına zıt fikirleri. Eğitim alacak yetenekte mi kadınlar, değiller mi? Napoléon yetenekleri olmadığını düşünüyordu. Dr. Johnson ise tam tersini. Ruhları var mı, yoksa yok mu? Bazı vahşiler, olmadığını söylüyorlar. Bazıları da tam tersine, kadınların yarı-kutsal olduklarını söyleyip bu nedenle onlara tapıyorlar. Hikmet sahibi bazı kişiler kadınların beyinlerinin sığ olduğunu söylüyorlar; kimileriyse bilinçlerinin daha derin olduğunu.

Goethe kadınları el üstünde tutardı; Mussolini ise nefret ederdi. Nereye baksanız erkeklerin kadınlar hakkında düşündüğünü görürsünüz, ve hepsi de farklı düşünürler. Bütün bunları anlamanın mümkün olmadığına karar verdim yanımdaki okura imrenerek bakarken, güzel güzel özet çıkarıyor, bunları A, B ya da C diye başlıklar altında topluyordu, benim defterimse birbiriyle çelişen notlara ait çılgın karalamaların cümbüş yeri gibiydi.

Üzücüydü, şaşırtıcıydı, küçültücüydü. Hakikat parmaklarımın arasından kayıp gitmişti. Her bir damlası kaçıp gitmişti.”
Erkekler kadınların kendilerinden üstün olduğunu bilirler, bu yüzden de en zayıflarını ya da en cahillerini seçerler. Böyle düşünmeselerdi, kadınların da kendileri kadar bilgi sahibi olmalarından asla korkmazlardı. Erkek cinsine adil davranmak için, sonraki bir konuşmada sözlerinde ciddi olduğunu bana söylediğini açıklamayı dürüstlük sayıyorum.”

Boswell, The Journal of a Tour to the Hebrides (Hebrid Adaları’na Yapılan Bir Gezinin Notları).

“Eski Almanlar kadınların kutsal bir yanı olduğuna inanırlardı, bu nedenle kâhin sayıp danışırlardı onlara.”

Frazer, Golden Bough (Altın Dal)

Virginia Woolf
Kendine Ait Bir Oda
Çev.: İlknur Özdemir
Hizmetçi ve avukatların karşılaştırmalı değerleri her bir on yıldan öbürüne yükselip düşmekle kalmaz, onları şu anda oldukları biçimde ölçecek cetvellerimiz de yoktur. Profesörümden beni kadınlar konusundaki savının şu ya da bu yönü üzerine “tartışılmaz açıklamalar”la donatmasını istemekle aptallık etmiştim. Kişi herhangi bir yeteneğin o andaki değerini söyleyebilse de, o değerler değişecektir; büyük olasılıkla bir yüzyıla kadar tümüyle değişmiş olacaklar. Kendi kapımın basamaklarına vardığımda, dahası, bir yüzyıla kadar kadınlar korunan cins olmaktan çıkmış bulunacaklar, diye düşündüm. Sonuçta bir zamanlar kendilerinden esirgenen tüm eylemlere ve etkinliklere katılacaklar. Dadılar kömür taşıyacak. Bakkal kadın lokomotif kullanacak. Kadınların korunan cins oldukları sırada yapılan gözlemlere dayalı tüm özellikler yok olacak —örneğin (tam o anda bir tabur asker uygun adım yürüyerek sokaktan geçti), örneğin kadınların, din adamlarının ve bahçıvanların öbür insanlardan daha uzun yaşamaları. O korunma kaldırılıp aynı eylemlere ve zorlamalara sokulduklarında, asker, denizci ve lokomotif sürücüsü ya da liman işçisi yapıldıklarında kadınlar, erkeklerden öylesine daha genç, öylesine daha çabuk ölürler ki, kişi eskiden “Bir uçak gördüm,” dediği gibi “Bir kadın gördüm,” diyecektir. Kapıyı açarak, kadınlık korunma altında bir uğraş olmaktan çıktığında her şey olabilir, diye düşündüm. Ama bütün bunların benim yazımın konusu olan “Kadınlar ve Kurmaca Yazın” ile ne ilgisi olabilir, diyerek içeri girdim.

s.45—46

Virginia Woolf
Kendine Ait Bir Oda

Türkçesi: Suğra Öncü
iletişim Yayınları