yolculuk günlükleri – tabutmag forum
13 temmuz

pırıl pırıl bir güneş, deniz yüzeylerini durmaksızın yalıyor. ve bütün gemi göz kamaştırıcı bir ışık içinde kalıyor. havuz, güneş. bütün öğle sonunu çalışarak geçiriyorum. akşam serin ve tatlı. i̇ki gün sonra varacağız. şu gemiden, her şeyden yüz çevirmiş bir yüreği uzun günler boyunca içinde koruyabildiğim şu kamaradan, bana onca iyilik etmiş olan şu denizden ayrılma düşüncesi, beni biraz ürkütüyor. yaşamaya, konuşmaya yeniden başlamak. kişiler, yüzler, oynanacak bir rol; bunun için daha çok cesaret gerekecek, bense bunu kendimde bulmuyorum. bereket versin ki gövdesel açıdan tam formundayım. yine de insan yüzlerinden kaçmak istediğim zamanlar oluyor.

gecenin ileri vaktinde, uyuklayan gemiden geceye bakıyorum. kendi doruğuna çökmüş olan tuhaf güney ay'ı, güney yönüne doğru suları aydınlatıyor. şu binlerce kilometreyi, içinde yoğun ve parlak suların yağlı bir kesek gibi balkıdığı(*) şu yalnızlıkları düşlüyor insan. hiç değilse, bu erinç verecek.

syf•57—58

albert camus
yolculuk günlükleri

türkçesi: ramis dara
can yayınları