susan sontag: bilincin kapısını aralamak – tabutmag forum
Kadınlara tahsis edilen dünyanın, diyalektik düşüncenin değil de, (Ingmar Bergman’ın filminin adından yola çıkmak gerekirse) Çığlıklar ve Fısıltılar’ın dünyası olması beni hep etkilemiştir.

İçinde bulunduğumuz kültürde kadınlara duygu dünyasının yükümlülüğü verilmiş çünkü erkeklerin dünyası eylem, kuvvet, yetkinlik ve mesafe koyma kapasitesiyle tanımlanmış. Haliyle kadınlara duygusallık ve hassasiyet deposu olmak kaldı. Toplumumuzda şimdilerde sanat kadınsı aktiviteler olarak tasavvur ediliyor, fakat geçmişte böyle değildi. Zira eskiden erkekler kendilerini kadına uygulanan baskının üzerinden tanımlamazdı.

En uzun süren mücadelelerimden biri de, düşünce ile duygu arasındaki ayrıma karşı verdiğim mücadeledir. Bu arkaik ikili bakış açısı, bütün anti-entelektüel düşüncenin temelinde yatıyor: Kalp ve beyin, düşünce ve his, hayal gücü ile muhakeme ayrımı… Bunun doğru olduğunu düşünmüyorum. Bedenlerimiz az çok birbirine benziyor, buna rağmen fikirlerimiz bambaşka; bedenlerimizden ziyade kültürümüzün bize sağladığı araçlarla düşündüğümüze inanıyorum, dolayısıyla da dünyada çok fazla alternatif varoluş ve düşünme biçimi var. Düşünmenin, hissetmenin bir hali olduğunu düşünüyorum, nitekim hissetmek de düşünmenin bir hali.

s.67—68

Susan Sontag
Bilincin Kapısını Aralamak
Jonathan Cott — Rolling Stone Söyleşisi

Türkçesi: Zeynep Heyzen Ateş
Sel Yayınları