“hepsini unuttum, bir kuş kalan
küçük bir şemsiye şakası. karlı kara bir şemsiye üstüme kapandı. altında bir domates yedim hemen. koçuma saygı. aylar, aylardan sonra, bir turfanda domates, kış karasında, grisinde, şeffaf saydam kırmızılık.
neleri yazmalıyım sana donmuş parmaklarımla, midemin kanıyla, içime oturtulmuş bir spiralle? haftalardır, içeriden dışarı bakıldığında, dışarıdan içeri bakılıp görülebilir bir kar yağışı… oyuncak saydam küreler dışlaştırılıyor ya da içle dış bir oluyor, bir farkla; iç evinde barındırılan korku dış evdeki erime ve çamur için, dış-ev tarafından, ben evinin böyle bir olasılığı taşımadığı bilinmemesi. kar yağışı beni görmüyor, savrulurken alttan üste, yukarıdan aşağıya, soldan sağa, sağdan sola. zoraki zorunluluk, sis düdükleriyle vurgulanan zaman kara saplı bıçağını acımadan indiriyor bir yerlerimize. sonunda göğsümüzde ya da karnımızın altında karar kılıp duracak… zamanın kara saplı bıçağı…”
nilgün marmara
kağıtlar
küçük bir şemsiye şakası. karlı kara bir şemsiye üstüme kapandı. altında bir domates yedim hemen. koçuma saygı. aylar, aylardan sonra, bir turfanda domates, kış karasında, grisinde, şeffaf saydam kırmızılık.
neleri yazmalıyım sana donmuş parmaklarımla, midemin kanıyla, içime oturtulmuş bir spiralle? haftalardır, içeriden dışarı bakıldığında, dışarıdan içeri bakılıp görülebilir bir kar yağışı… oyuncak saydam küreler dışlaştırılıyor ya da içle dış bir oluyor, bir farkla; iç evinde barındırılan korku dış evdeki erime ve çamur için, dış-ev tarafından, ben evinin böyle bir olasılığı taşımadığı bilinmemesi. kar yağışı beni görmüyor, savrulurken alttan üste, yukarıdan aşağıya, soldan sağa, sağdan sola. zoraki zorunluluk, sis düdükleriyle vurgulanan zaman kara saplı bıçağını acımadan indiriyor bir yerlerimize. sonunda göğsümüzde ya da karnımızın altında karar kılıp duracak… zamanın kara saplı bıçağı…”
nilgün marmara
kağıtlar