günlükler – tabutmag forum
15 Eylül, Pazartesi

Korkun sürerken cesaretinle övün. Eksiksiz ve ezici bir panik: burada bütün günlükler bitiyor — karşı taraftaki tuğla duvarda bir asma dalı bükülmüş yeşil bir yılana benziyor. İsimler, sözcükler güçtür. Korkuyorum. Neden mi? Tam anlamıyla yaşanmamış bir hayattan. Ne önemi var? Rüzgâr bir paravanda uğulduyor. Bu korkuyu, bu dehşeti bir romanda yoğurabilseydim — karnımda bir kurbağa oturuyor. Dur ve neden yıkandığını, neden giyindiğini, çıldırdığını düşün — sanki aşkla, hazla, şansla kuşatılmışım ve körüm. Histerik bir biçimde konuşuyorum — yoksa patlayacakmışım gibi hissediyorum: kapana kısılmış gibiyim: bundan nasıl çıkacağım? Ufak tefek, günlük, yüzeysel bir ritüel — bense fazla içe doğru büyümüşüm — artık Ted'den başka kimseyle nasıl konuşacağımı bilmiyor gibiyim — yüzümü bir duvara, bir aynaya çevirip oturuyor gibiyim. Orada burada yayımlanan acayip yazılarım, yazmanın boş bir hayal olmadığını, aksine benim yeteneği ispat edilebilir biri olduğumu gösteriyor — bir kısırdöngüdeyim: çok yalnızım, öylesine dolaşıp, yürüyüp sırf başkası oldukları için imrenilesi görünen insanlara bakmak dışında dışarıda hiçbir yeni yaşanmışlığım yok — geleceğimin sorumluluğu ağır geliyor, beni korkutuyor. Neden korkutması gerekiyor ki? Ben neden pragmatik, basit olamıyorum?

Öğretmenlik yaparak geçirdiğim bir günün sonunda, bana geri dönüşü ne olursa olsun, on dolar kazanmış oluyordum - birçok kişi için yeterince motive edici. Bir işe ihtiyacım var ve üretken hissetmeye ama kendimi işe yaramaz hissediyorum. Cahil. Ruhumun paramparça, sersem, bayağı olduğunu hissederken yazdıklarımı geliştirmek mi? Ben neden yapabildiklerimin keyfini çıkaracak kadar kibirli olup korkusuz olamıyorum? Lawrence'ta dünya sözcüklerle vücut bulur. Umutlar, uğraşılar yazmak bana çok fazla geliyor: yazdıklarımla mutlu olana kadar bir iş istemiyorum - öte yandan bir işe girmekten başka çarem de yok - kendimi dış gerçeklikle doldurmak için insanların telefon faturalarını, yemek almayı, bebekleri, evliliği evrenin amacı olarak kabul ettikleri yerde görkemli hayalleri olan amaçsız bir kadın. Benim tek isteğim keyif aldığım işi yapmak – anneme açılmaktan sakınmalıyım.

s.375
Sylvia Plath
Günlükler

Türkçesi: Merve Sevtap Ilgın
Kırmızı Kedi Yayınları