bilinç tene kuşanınca – tabutmag forum
Ve şimdi kendimi derinden suçlu hissediyorum. Bir şekilde her zaman hissettiğim gibi. Ben bir vampirim, bir yamyamım. İnsanların bilgeliğinden, âlimliğinden, yeteneğinden, saygınlığından besleniyorum. Bu kişileri tespit edip + kendimi onlara çırak etmekte + onları kendime ait hale getirmek konusunda bir dâhiyim.

Bu benim bir hırsız olduğum anlamına mı geliyor? Tam olarak değil. Bu insanlardan bir şeyler aldığımı hissetmiyorum asla. Onlardan ayrıldığımda daha yoksul kalmıyorlar. Nasıl yoksullaşsınlar ki? Bunlar alınıp tüketilebilecek şeyler değil. Onlar hâlâ aynı şeylere sahip oluyorlar, ama ben de sahip oluyorum. (Ancak onlara sahip olan kişiler tarafından verilebilecek şeyler bunlar - Irene? - asla çalınabilecek şeyler değil.)

Peki o zaman sorun nedir? Kime zarar veriyorum? Cevap: onlara. Ve kendime. Çünkü, Öteki'nden çalma, onu tüketme, küçültme ihtimali diye bir şey olmasa bile, sahtekârlık benim yaptığım. Onlardan ne istediğimi bilmiyorlar mı? En azından, istediğim şeyi ne kadar şehvetli, azimli bir şekilde istediğimi bilmiyorlar - bilemezler. Ben de onlara söyleyemem. Çünkü bilseler, istediğimi bana vermezlerdi.

Karşılığında bir şey vermiyor muyum? Tabii ki veriyorum. Çok şey veriyorum. Hatta bazen aldığımdan fazlasını veriyorum. Bu, (bir yırtıcı avcı gibi hissetmemden kaynaklanan) baskılayıcı suçluluk duygumdan kurtulmak için zorunlu bir vericilik (bağış, yardım, cömertlik).

Ayrıca -anahtar nokta bu- bütün öğrenebildiğimi "öğrendiğim" zaman, tıka basa doyduğumda her seferinde onları terk ediyorum. Onları kendim için "kullanıyorum", tüketiyorum ve sonra yeni kaynaklara geçmek istiyorum.

Dünya üzerinde koşuşturuyor, başka insanların kuyularını (?) yağmalıyor ve kendi kovalarımı doldurup + bütün bu katkıları kendi süper-kuyuma döküyorum. Orada biriktirdiğim bütün hazineleri, zenginlikleri kimse görmemeli. En gizli sırrım! Başkaları var gücümle biriktirdiğim bu kaynağın mümkün kıldığı yeteneklerimi ve ürettiklerimi yalnızca -parça parça- görebilir.

18 Eylül, New York, 67
s. 251-252

Susan Sontag
Bilinç Tene Kuşanınca
Günlükler, 1964-1980

Türkçesi: Begüm Kovulmaz
Everest Yayınları