yaşama uğraşı – tabutmag forum
“25 Aralık—

İster sevgiyle, ister nefretle, ama her zaman şiddetle davran.

Hapse girmek bir şey değil, oradan dışarı çıkmak asıl korkunç olan.

Kitle insanı başıboş şamatacı değil, kurallara uyan kimse olmalı. Biz ne biriyiz, ne de öteki.

Yaşlanmaktan daha acı bir şey var: çocuk kalmak.

Hayatta en önemli şey düzüşmek olmasa, Tekvin onunla başlamazdı.

Tabii, herkes söylüyor: "Ne büyütüyorsun bunu? Hayat değişikliklerle dolu. Bunun dışında bir şey yok değil a. Daha iyisine layıktır insan." Ama hiç kimse, hatta erkekler bile, belli bir güçlülük yaymıyorsan çevrene, yüzüne bakmaz. Kadınlar da, "Aldırma," falan filan derler, ama bir başkası ile evlenirler. Evlenmekse yeni bir hayat kurmaktır, bu da senin hiçbir zaman yapamayacağın bir şey. Demek ki, gereğinden fazla sürmüş çocukluğun.

Onunla, düşlerinin insanıyla arandaki her şey bu kadar kötü gittiyse, kiminle olumlu ilişkiler kurabileceksin?

İşçilerin pırıl pırıl, küçük evleriyle ilgili düşlerini hatırlıyor musun; çayırın öbür yanındaki koruluğun yollarını; dağların eteklerinde yaşadığın soğuk şehri; alana bakan kırmızı neon ışıklı yazıları; kaldırım taşları üzerinden o alana yürüdüğün pazar günlerini; sonra Piemonte Enternasyonali'ndeki arkadaşlarına, halktan insanlara özgü bir efendilik ve yalnızlık içinde kendi başlarına yaşayan işçi kızlarla ilgili o iç parçalayıcı düşünü; sonra o ilk yazdığın bütün şiirleri? 9 Nisan'daki olay yüzünden bütün bunlar senin için yok mu oldu şimdi? Sinemalarda ya da Statuto Meydanı'nda geçirdiğin gençliğin? Öldü mü, büsbütün öldü mü?

Brancaleone'de, her zaman nasıl Statuto Meydanı'nı düşündüğünü hatırlıyor musun?

Bütün hayatını bir nokta üzerinde yoğunlaştırıp sonra o noktayı yaşamak dışında her şeyi yapabileceğini keşfetmek tam senin başına gelmesi gereken bir şeydi.

Bugün ayın 25'i. Ve o dağa gitti. Bir ayın 25'i vardı ki, gitmemişti. Sahi mi?

Başkaları kendileri için gerçekten önemli olan şeyleri umursamazken başkalarıyla birlikte yaşamanın ne önemi var?

İnsanların hoşuna gitmek için onlardan her birinin gizli yaşamında elinin tersiyle itip nefret ettiği şeyleri yapmak gerek.

(Beş satır çıkarılmış)

İçtenlikle. Ondan bu haberi almaktansa ölmeyi yeğlerim.

Bugün, yakarabilmek için Tanrı’ya gerçekten inanıyor olmak isterdim. Ölmesin diye. Ona bir şey olmasın diye. Bütün bunlar bir düş olsun diye. Her zaman bir yarın olsun diye. Ölen ben olayım diye.

Bir kadın yüz kadının öğreteceğinden daha fazlasını öğretiyor insana.”

Cesare Pavese
Yaşama Uğraşı

s.80—82

Türkçesi: Cevat Çapan
Can Yayınları