varlık ve hiçlik – tabutmag forum
(…) indirgenemez tat ya da eğilim yoktur. Bunların hepsi de varlığın kendine mal edici belli bir seçimini temsil ederler. Bunları kıyaslamak ve sınıflandırmak varoluşsal psikanalize düşer. Ontoloji burada bizi terk eder: o bize sadece insan-gerçekliğinin nihai amaçlarını, temel imkanlarını ve insan-gerçekliğine musallat olan değeri belirleme imkânını vermiştir. Her insan-gerçekliği, hem kendi kendi-içinini kendi-için-kendinde halinde metamorfoza uğratmanın doğrudan projesidir, hem de temel bir niteliğin türleri altında, kendinde-varlık bütünlüğü olarak dünyâyı kendine mal etme projesidir. Her insan-gerçekliği, varlığı temellendirmek ve aynı anda da kendi kendisinin temeli olarak olumsallıktan kurtulan kendindeyi, dinlerin Tanrı diye adlandırdıklan Ens causa sui’yi* oluşturmak üzere kendini yitirmeye doğru atılımda bulunduğu ölçüde bir çiledir. Nitekim insanın çilesi İsa’nınkinin tersidir, çünkü insan, Tanrı’nın doğması için, insan olarak kendini yitirir. Ama Tanrı fikri çelişkilidir ve kendi kendimizi beyhude yere yitiririz; insan hiçbir şeye yaramayan bir çiledir.

*Kendinin nedeni olan varlık.

Jean-Paul Sartre
Varlık ve Hiçlik
O, nihai ve tüm ekstazlarıma aşkın bir ekstaz aracılığıyla olduğum olmam gereken bendir, çünkü daha olacak olduğum şey ekstaz değildir. Benim başkası-için varlığım, mutlak boşluk içinde nesnelliğe doğru bir düşüştür. Ve bu düşüş yabancılaşma olduğundan, kendimi benim-kendim için nesne gibi olduramam, çünkü hiçbir durumda kendi kendime yabancılaşamam.

Jean-Paul Sartre
Varlık ve Hiçlik
IV
BAKIŞ

Burada da şöyle diyeceğim: bir yandan dünyayı algılarken aynı zamanda da bize yöneltilmiş bir bakışı kavrayamayız; ya biri ya öteki olmalıdır. Çünkü algılamak, bakmaktır, ama bir bakışı kavramak, dünya üzerindeki bir bakış-nesneyi yakalamak değil (meğer ki, bu bakış bize yöneltilmiş olmasın), bakılmış olduğunun bilincine varmaktır. Gözlerin ortaya koydukları bakış, ne türden olursa olsun düpedüz benim-kendime göndermedir. Arkamdaki dalların çatırdadığını duyduğum anda kavradığım şey orada birisinin bulunduğu değildir, benim güçsüz olduğumdur, yaralanabilecek bir bedene sahip olduğumdur, belli bir yer işgal ettiğim ve korunmasız olarak bulunduğum mekândan hiçbir durumda kaçamayacağımdır, kısacası görülmüş olduğumdur. Böylece bakış, öncelikle benden benim-kendime gönderen bir aracıdır. Bu aracının doğası nedir? Görülmüş olmak, benim için ne anlama gelir?

Jean-Paul Sartre
Varlık ve Hiçlik (349-50)
“başkaları sorununun, —realistleri asla gerçek anlamda kaygılandırmamış olması tuhaftır. realist kendine “her şeyi verdiği” ölçüde, hiç şüphesiz kendini de başkasına verdiğini sanır. nitekim, gerçeğin ortasında başkasından daha gerçek ne olabilir ki? başkası, ikincil ve birincil nitelikler halinde silinip gidemeyecek ve özsel yapılarını kendimde bulduğum, benimle aynı özden olan düşünen bir tözdür. bununla birlikte realizm, bilgiyi dünyanın düşünen töz üzerindeki bir eylemiyle anlamaya çalışarak, düşünen tözlerin kendi aralarındaki dolaysız ve karşılıklı bir eylemini kurma zahmetine de girmemiştir: düşünen tözler dünya aracılığıyla iletişim kurarlar; dünyaya ait şey olarak benim bedenim ile başkasının bedeni başkasının bilinci ile benim bilincim arasındaki zorunlu aracılardır. dolayısıyla başkasının ruhu ile benim ruhumu ayıran şey de, ilk önce benim ruhum benim bedenimden, sonra benim bedenimi başkasının bedeninden, nihayet başkasının bedenini onun ruhundan ayıran bütün bir mesafedir. ve kendi—içinin bedenle münasebetinin bir dışsallık münasebeti olduğu kesin değilse de (bu sorunu daha sonra ele alacağız), en azından benim bedenimin başkasının bedeniyle ilişkisinin düpedüz farksız bir dışsallık ilişkisi olduğu besbellidir. eğer ruhlar bedenleri aracılığıyla ayrılmışlarsa, tıpkı bu mürekkep hokkasının şu kitaptan farklı olması gibi ayrıdırlar, yani birinden ötekine yönelik hiçbir dolaysız mevcudiyet tasarlanamaz. hattâ benim ruhumun başkasının bedeninin dolaysız bir biçimde farkında olduğunu kabul etsek bile, onun ruhuna erişebilmem için bir bedenin olanca yoğunluğunu aşmam gerekir.”

jean-paul sartre
varlık ve hiçlik

ii—tekbencilik engeli

çev.: turhan ilgaz, gaye çankaya eksen