varlık ve hiçlik – tabutmag forum
“başkaları sorununun, —realistleri asla gerçek anlamda kaygılandırmamış olması tuhaftır. realist kendine “her şeyi verdiği” ölçüde, hiç şüphesiz kendini de başkasına verdiğini sanır. nitekim, gerçeğin ortasında başkasından daha gerçek ne olabilir ki? başkası, ikincil ve birincil nitelikler halinde silinip gidemeyecek ve özsel yapılarını kendimde bulduğum, benimle aynı özden olan düşünen bir tözdür. bununla birlikte realizm, bilgiyi dünyanın düşünen töz üzerindeki bir eylemiyle anlamaya çalışarak, düşünen tözlerin kendi aralarındaki dolaysız ve karşılıklı bir eylemini kurma zahmetine de girmemiştir: düşünen tözler dünya aracılığıyla iletişim kurarlar; dünyaya ait şey olarak benim bedenim ile başkasının bedeni başkasının bilinci ile benim bilincim arasındaki zorunlu aracılardır. dolayısıyla başkasının ruhu ile benim ruhumu ayıran şey de, ilk önce benim ruhum benim bedenimden, sonra benim bedenimi başkasının bedeninden, nihayet başkasının bedenini onun ruhundan ayıran bütün bir mesafedir. ve kendi—içinin bedenle münasebetinin bir dışsallık münasebeti olduğu kesin değilse de (bu sorunu daha sonra ele alacağız), en azından benim bedenimin başkasının bedeniyle ilişkisinin düpedüz farksız bir dışsallık ilişkisi olduğu besbellidir. eğer ruhlar bedenleri aracılığıyla ayrılmışlarsa, tıpkı bu mürekkep hokkasının şu kitaptan farklı olması gibi ayrıdırlar, yani birinden ötekine yönelik hiçbir dolaysız mevcudiyet tasarlanamaz. hattâ benim ruhumun başkasının bedeninin dolaysız bir biçimde farkında olduğunu kabul etsek bile, onun ruhuna erişebilmem için bir bedenin olanca yoğunluğunu aşmam gerekir.”

jean-paul sartre
varlık ve hiçlik

ii—tekbencilik engeli

çev.: turhan ilgaz, gaye çankaya eksen