"kişinin yaşamı, uzaklıklar ile yakınlıklar arasında yürür: kişi, ne yaparsa yapsın, hep, ya, birşeylere -birilerine- yaklaşıyor, ya da birşeylerden -birilerinden- uzaklaşıyordur -hiçbirzaman, biryerde -birileri ile birlikte-, duruyor değil: hep yürüyor...
bu bilinç zor. canlı tutması, zor: nelerden -kimlerden- uzaklaştığını -uzaklaşmakta olduğunu- düşününce, kişi, neleri -ne çok kişiyi- yitirdiğini anlar - gittikçe, daha fazla... ama, o, şimdi uzaklaşmakta olduklarına bir zamanlar ne denli yakın olduğunu düşününce de, neleri -ne çok kişiyi- kazandığını anlar.
garip bir dengedir bu: yaşadığı yakınlıklar ve uzaklıklar -yakınlaşmalar, uzaklaşmalar-, kişinin yaşamında karşı karşıya gelerek, hem bir yoğun çelişmeler yumağı, hem de bir uzun uyumlar dizisi oluşturur:-
yakınlaşmışları, çünkü, önceleri uzak olmuş; uzaklaşmışları da, önceleri yakın olmuştur - her bir yakını için bir uzak; her bir uzağı için de bir yakın..."
bu bilinç zor. canlı tutması, zor: nelerden -kimlerden- uzaklaştığını -uzaklaşmakta olduğunu- düşününce, kişi, neleri -ne çok kişiyi- yitirdiğini anlar - gittikçe, daha fazla... ama, o, şimdi uzaklaşmakta olduklarına bir zamanlar ne denli yakın olduğunu düşününce de, neleri -ne çok kişiyi- kazandığını anlar.
garip bir dengedir bu: yaşadığı yakınlıklar ve uzaklıklar -yakınlaşmalar, uzaklaşmalar-, kişinin yaşamında karşı karşıya gelerek, hem bir yoğun çelişmeler yumağı, hem de bir uzun uyumlar dizisi oluşturur:-
yakınlaşmışları, çünkü, önceleri uzak olmuş; uzaklaşmışları da, önceleri yakın olmuştur - her bir yakını için bir uzak; her bir uzağı için de bir yakın..."