“onu ilk gördüğümde, üzerinde lacivert bir ceket vardı; lacivert rengi hiç sevmem. dudaklarından aşağı sarkmış bıyıkları arasından harıl harıl bir şeyler anlatmaktaydı; bıyıkları ve anlatacak mühim şeyleri varmış gibi şevkle konuşanları da sevmem. yakışıklı biri sayılmazdı, ama kırpıştırdıkça birbirine dolaşan upuzun kirpikleri pek göz alıcıydı. kapkaraydı kirpikleri, karmakarışıktı. ben, herhalde kendim pek sıradan ve düz biri olduğumdan, karmaşık şeyleri daima sevmişimdir. onu da sevdim. belki de tanışmadan, hatta henüz karşılaşmadan evvel.
zira bazen kalp; minik, çalışkan bir fabrika gibi heves, heyecan ve aşk üretir, biriktirir. depo dolup taştığında, nakil için başka bir kalp bulmak lüzumu baş gösteririr. kimi kez hiç düşünmeden, mümkün olan, hatta mümkünse mümkün olmayan ilk kalbe aktarır insan biriktirdiğini yani belki de aşk; birine karşı duyulan hisler toplamından ziyade, kendi başına yetişen, sahibini arayan öksüz duyguların neticesidir. i̇nsan bazen kime aşık olacağını seçemez. kalbin zamanı gelmiştir ve karşısına çıkan ilk ihtimale sarılıverir. bilmem, ben nasıl yaptım. bugün bile emin değilim, fakat nihayetinde öyle ya da böyle kalbimi kaptırdım.”
nermin yıldırım
unutma dersleri
zira bazen kalp; minik, çalışkan bir fabrika gibi heves, heyecan ve aşk üretir, biriktirir. depo dolup taştığında, nakil için başka bir kalp bulmak lüzumu baş gösteririr. kimi kez hiç düşünmeden, mümkün olan, hatta mümkünse mümkün olmayan ilk kalbe aktarır insan biriktirdiğini yani belki de aşk; birine karşı duyulan hisler toplamından ziyade, kendi başına yetişen, sahibini arayan öksüz duyguların neticesidir. i̇nsan bazen kime aşık olacağını seçemez. kalbin zamanı gelmiştir ve karşısına çıkan ilk ihtimale sarılıverir. bilmem, ben nasıl yaptım. bugün bile emin değilim, fakat nihayetinde öyle ya da böyle kalbimi kaptırdım.”
nermin yıldırım
unutma dersleri