18
verşi̇ni̇n. evet, unutulacağız. kaderimiz böyle, elden ne gelir. bize ciddi, önemli, anlamlı gelen ne varsa zamanla unutulacak, ya da önemini kaybedecek. (sessizlik.) ne kadar tuhaf… ilerde neyin büyük, önemli, neyin değersiz, saçma sayılacağını şimdiden bilemiyoruz. herhangi birinin karaladığı saçmalıkların birer doğru olarak kabullenildiği zamanlarda kopernik’in ya da kolomb’un keşifleri pek önemsenmiyordu, öyle değil mi? kim bilir, belki bugünkü yaşayışımız da ilerdekilere garip, rahatsız gelecek, karanlık, hatta günahkar gelecek…
tuzenbah. kim bilir? belki de büyük bir çağ olarak saygıyla anılacak bu günler. i̇şkence odaları yok, idamlar yok, istilalar yok, ama herkes ne kadar acı çekiyor.
solyoni̇. (tiz bir sesle, tavuk çağırır gibi.) bili bili bili… yem vermeyin baron’a, aç karnına da felsefe yapabiliyor.
anton çehov
üç kızkardeş
türkçesi: ülkü tamer
kent yayınları, 1970
verşi̇ni̇n. evet, unutulacağız. kaderimiz böyle, elden ne gelir. bize ciddi, önemli, anlamlı gelen ne varsa zamanla unutulacak, ya da önemini kaybedecek. (sessizlik.) ne kadar tuhaf… ilerde neyin büyük, önemli, neyin değersiz, saçma sayılacağını şimdiden bilemiyoruz. herhangi birinin karaladığı saçmalıkların birer doğru olarak kabullenildiği zamanlarda kopernik’in ya da kolomb’un keşifleri pek önemsenmiyordu, öyle değil mi? kim bilir, belki bugünkü yaşayışımız da ilerdekilere garip, rahatsız gelecek, karanlık, hatta günahkar gelecek…
tuzenbah. kim bilir? belki de büyük bir çağ olarak saygıyla anılacak bu günler. i̇şkence odaları yok, idamlar yok, istilalar yok, ama herkes ne kadar acı çekiyor.
solyoni̇. (tiz bir sesle, tavuk çağırır gibi.) bili bili bili… yem vermeyin baron’a, aç karnına da felsefe yapabiliyor.
anton çehov
üç kızkardeş
türkçesi: ülkü tamer
kent yayınları, 1970