“heidegger’e göre resim insanın varlığı ele geçirmesine ve elinde tutmasına aracılık eden ortamdır. bu teori günümüzün medyatik resimlerini açıklamaz, çünkü bunlar bir "varlığı” temsil etmeyen simulakradır. bunların temelinde varlığı “önüne koyma ve onu bu şekilde konmuş olarak sürekli önünde bulundurma” niyeti yoktur. göndermesi olmayan simulakra olarak, bağımsız bir hayat sürdürdükleri söylenebilir neredeyse. güç ve hükmetmenin ötesinde de urlaşırlar. “varlık”tan daha çok hayat ve varlığa sahiptirler neredeyse. multimedyanın enformasyon ve iletişim kütlesi bir “çerçeve” (ge-stell) olmaktan ziyade karman çorman bir yığındır (gemenge).*
şeffaflık toplumu sadece hakikatten değil görünüşten de yoksundur. ne hakikat ne de görünüş şeffaftır. tümüyle şeffaf olan tek şey boşluktur. bu boşluğu bertaraf etmek için bir enformasyon yığını devreye sokulur. enformasyon ve resim yığını, içinde boşluğun kendini hâlâ gösterdiği bir bolluktur. enformasyon ve iletişimin artması kendi başına dünyaya aydınlık getirmez. şeffaflık kâhinliğe yol açmaz. enformasyon yığını hakikat oluşturmaz. ne kadar çok enformasyon serbest kalırsa dünya o kadar karmaşıklaşır. hiperenformasyon ve hiper-iletişim karanlıkta bir ışık olamaz.”
s.61
byung-chul han
şeffaflık toplumu
çeviren: haluk barışcan
metis kitap
* sanal dünya gerçek'in direncinden ve öteki'nin olumsuzluğundan yoksundur. ağırlıksız olumluluğunun karşısına heidegger "toprak"ı çıkarırdı bir kez daha. toprak saklı olanı, açılamaz olanı, kendini kapatanı simgeler. “toprak, her tür nüfuz etme girişiminin kendine çarparak paramparça olmasına yol açar. ...açıkça kendisi olarak aydınlıkta göründüğü zamanlar öz olarak açılamazlığının kendisine teslim edilmiş ve korunmuş olduğu, her tür açma girişiminden kaçtığı, yani kendisini sürekli kapalı olarak muhafaza ettiği zamanlardır sadece. ...toprak öz olarak kendini kapatandır.” (holzwege, frankfurt a.m. 2003, s. 33). bilinmeyen, “gökyüzü”ne de yazılıdır: “bilinmeyen tanrı böylelikle gökyüzünün barizliği sonucu bilinmeyen olarak görünür” (vorträge und aufsätze, a.g.y., s. 197). heidegger'in "saklı olmayış” olarak “hakikat”i de aynı şekilde “saklılık” içine yerleştirilmiştir. “saklı olmayan” bir “saklılık”tan “çekip alınır” (wegmarken, ge- samtausgabe, cilt 9 [yol i̇şaretleri, toplu eserler cilt 9], frankfurt a.m. 1976, s. 223). yani “hakikat”te bir “çatlak” vardır. “çatlak”ın olumsuzluğu heidegger'de "acı"dır. olumluluk toplumu “acı”dan kaçınır. saklı olmayış olarak hakikat ne olumsuzluktan yoksun ışık ne de şeffaf ışınımdır. saklı olandan beslenir daha ziyade. karanlık ormanla çevrili “açıklık”tır. her tür olumsuzluktan yoksun apaçıklık ve şeffaflıktan farkı da budur.
şeffaflık toplumu sadece hakikatten değil görünüşten de yoksundur. ne hakikat ne de görünüş şeffaftır. tümüyle şeffaf olan tek şey boşluktur. bu boşluğu bertaraf etmek için bir enformasyon yığını devreye sokulur. enformasyon ve resim yığını, içinde boşluğun kendini hâlâ gösterdiği bir bolluktur. enformasyon ve iletişimin artması kendi başına dünyaya aydınlık getirmez. şeffaflık kâhinliğe yol açmaz. enformasyon yığını hakikat oluşturmaz. ne kadar çok enformasyon serbest kalırsa dünya o kadar karmaşıklaşır. hiperenformasyon ve hiper-iletişim karanlıkta bir ışık olamaz.”
s.61
byung-chul han
şeffaflık toplumu
çeviren: haluk barışcan
metis kitap
* sanal dünya gerçek'in direncinden ve öteki'nin olumsuzluğundan yoksundur. ağırlıksız olumluluğunun karşısına heidegger "toprak"ı çıkarırdı bir kez daha. toprak saklı olanı, açılamaz olanı, kendini kapatanı simgeler. “toprak, her tür nüfuz etme girişiminin kendine çarparak paramparça olmasına yol açar. ...açıkça kendisi olarak aydınlıkta göründüğü zamanlar öz olarak açılamazlığının kendisine teslim edilmiş ve korunmuş olduğu, her tür açma girişiminden kaçtığı, yani kendisini sürekli kapalı olarak muhafaza ettiği zamanlardır sadece. ...toprak öz olarak kendini kapatandır.” (holzwege, frankfurt a.m. 2003, s. 33). bilinmeyen, “gökyüzü”ne de yazılıdır: “bilinmeyen tanrı böylelikle gökyüzünün barizliği sonucu bilinmeyen olarak görünür” (vorträge und aufsätze, a.g.y., s. 197). heidegger'in "saklı olmayış” olarak “hakikat”i de aynı şekilde “saklılık” içine yerleştirilmiştir. “saklı olmayan” bir “saklılık”tan “çekip alınır” (wegmarken, ge- samtausgabe, cilt 9 [yol i̇şaretleri, toplu eserler cilt 9], frankfurt a.m. 1976, s. 223). yani “hakikat”te bir “çatlak” vardır. “çatlak”ın olumsuzluğu heidegger'de "acı"dır. olumluluk toplumu “acı”dan kaçınır. saklı olmayış olarak hakikat ne olumsuzluktan yoksun ışık ne de şeffaf ışınımdır. saklı olandan beslenir daha ziyade. karanlık ormanla çevrili “açıklık”tır. her tür olumsuzluktan yoksun apaçıklık ve şeffaflıktan farkı da budur.