gerçeklik, kendisine uymayan hayallere karşı hep acımasızdır — dolayısıyla hayaller de hep acılı...
hayal ile gerçeklik arasındaki fark, ikisinin birbirine uymaması değildir — gerçeklik ne ise odur. ne uygun ne aykırı —,
asıl fark, hayallerin kendilerini gerçeklere uyduramamalarındadır.
hayalin gerçekte en çok çekemediği, durağanlık değil, değişkenliktir. kalıcı olan hayallerdir; gerçekler ise, değişken...
hayal, gerçeği hep istediği biçimde kurar; ama gerçek, hep kendi biçiminde oluşur.
işin kötüsü, hayal, kafasına dank etmiş, geçmiş gerçekleri bile, yoğurur, biçimler, kendi istediği biçime sokar —
hayalin elinde, en 'gerçek' gerçekler bile gerçekliklerini yitirirler: yani, hayaller için, gerçeklere uyma yolu tümüyle kapalıdır.
hayal gerçeğe ulaşamaz — ulaşabilse bile, onu gerçek olmaktan çıkarır, hayal kılar.
hayal, gerçeğe her gidişinde, onu kendisine aykırı olan olarak bulur: hayalin karşısında duran gerçek olarak...
hayal ile gerçeklik arasındaki fark, ikisinin birbirine uymaması değildir — gerçeklik ne ise odur. ne uygun ne aykırı —,
asıl fark, hayallerin kendilerini gerçeklere uyduramamalarındadır.
hayalin gerçekte en çok çekemediği, durağanlık değil, değişkenliktir. kalıcı olan hayallerdir; gerçekler ise, değişken...
hayal, gerçeği hep istediği biçimde kurar; ama gerçek, hep kendi biçiminde oluşur.
işin kötüsü, hayal, kafasına dank etmiş, geçmiş gerçekleri bile, yoğurur, biçimler, kendi istediği biçime sokar —
hayalin elinde, en 'gerçek' gerçekler bile gerçekliklerini yitirirler: yani, hayaller için, gerçeklere uyma yolu tümüyle kapalıdır.
hayal gerçeğe ulaşamaz — ulaşabilse bile, onu gerçek olmaktan çıkarır, hayal kılar.
hayal, gerçeğe her gidişinde, onu kendisine aykırı olan olarak bulur: hayalin karşısında duran gerçek olarak...