eros’un ıstırabı – tabutmag forum
aşk, marsilio ficino için de başka'da ölmek anlamına gelmektedir: "beni seven seni severek kendimi sende, beni düşünen sende tekrar buluyorum ve kendimden vazgeçtikten sonra, beni muhafaza eden sende kendimi tekrar geri kazanıyorum." ficino âşığın kendini bir başka benlikte kaybettiğini, ancak bu akıp gitme ve unutma içinde kendini “geri kazandığını”, ya da hatta kendine "sahip olduğunu” yazarken işaret ettiği bu iyelik, başka'nın armağanıdır. başka'nın önceliği eros'un gücüyle ares'in şiddeti arasındaki esas farktır. bir tahakküm ilişkisi olarak güç ilişkisinde kendimi başka'ya tabi kılarak kendimi onun karşısında öne sürer ve konumlandırırım. eros'un gücü ise, benim kendimi öne sürmek yerine, başka'nın içinde veya onun için kaybettiğim ve onun beni tekrar ayağa kaldırdığı bir güçsüzlük (ohn-macht) durumudur: “hükümdar kendisi aracılığıyla başkalarına hükmeder, âşık ise başkası aracılığıyla kendini geri kazanır. âşıkların ikisi de kendinden dışarı çıkar ve ötekinin içine girer; kendi içinde öldükten sonra, başkada tekrar dirilirler." bataille erotizm tartışmasına şu cümleyle başlar: "erotik, ölüm ânına kadar yaşamı onaylamak olarak tanımlanabilir." burada onaylanan şey, ölümünün negatifliğinden kaçan çıplak yaşam değildir sadece. daha çok, en uç noktasına kadar gelişmiş ve onaylanmış yaşam itkisi, ölüm itkisine yanaşmaktadır. eros, yaşamın ölüm ânına kadar yoğunlaşacağı ortamdır: “çünkü, erotik eylem öncelikle yaşamın coşkunluğu olsa da, önceden söylendiği gibi, yaşamın sürdürülmesi kaygısından bağımsız olan bu ruhsal gayret ölüme yabancı değildir." "böylesine büyük” olan bu "paradoksa" bir "gerekçelendirme görünümü" vermek için bataille, de sade'dan alıntı yapar: “ölümü iyi bilmek için başvurulacak en iyi araç, onu bir yoldan çıkmışlık düşüncesiyle bağlantılandırmaktır.”

s.31-32
byung-chul han
eros’un istırabı

türkçesi: şeyda öztürk
metis yayınları