de ki işte – tabutmag forum
62.

Yaşamın, olaylar ve durumlar içindeyken, bir şeyler yaparken, kendini seyretmenin süreci olacak.

'Çelişik' bir şey, değil bu; kişiliğin 'gelişen' bir şey değildir ki — ta başından beri (neresiyse o 'başı'...), tam olarak vardır; yaşam boyu da, yaptıklarında, yalnızca, ortaya çıkar, kendini gösterir:

Hem de, hep yeniden aynı sıra içinde çıkar ortaya.
Sen ise bir seyirci olacaksın yalnızca; 'elinden bir şey gelmeye'cek, durumlar, olaylar karşısında — kişiliğin, ne yaptıracaksa onu yaptıracak sana; sen de yapacaksın bunu.

Yaparken de, hep, yaptıklarını kendin yapıyormuşun gibi bir izlenim edineceksin — bir yanılsamadır bu.
Yaşam, yazarı da, sahneye koyanı da, başoyuncusu da sen olan; ama senin yalnızca seyircisi olduğun
bir oyundur.

Ama bu, senin özgür olmadığın anlamına gelmez — yaşamın, özgürlüğünün alanı olacak: Seyirci, seyrettiği oyun karşısında nasıl özgürse —her an, oyunun 'doğal' sonunu beklemeden, tiyatrodan çıkıp gidebilirse—, sen de yaşam karşısında öyle özgür olacaksın.

'Her an çıkıp gitme özgürlüğü'nün de bir yanılsama olabileceği durumlarda -bunun farkına varabilirsen-

işte, o durumdan da çıkıp gitme özgürlüğün olacak; çünkü, o durumun farkına varmış olacaksın.

Özgürlüğün, yaşamının farkına varman olacak.
(Nasıl ki, "Ne ki bilinçlendirilir, doğrudur".)

Yaşamın, kendinin farkına vararak, özgür olmanın süreci olacak.