“düşümde, yeraltına inmiş ve orada altın tahtın üzerinde çok farklı bir şey bulmuştum. i̇nsan değildi bu. yeraltına aitti. gözünü yukarıya dikmişti ve insan etiyle besleniyordu. aşai rabbani ayininin simgesel anlamının altında yatan ana motifin, insan eti yeme olduğunu ancak yıllar sonra, dinsel törenlerle ilgili bir kitapta okuduğumda gözlerime inanamadım ve her iki deneyinde de bilince çıkmaya çalışan düşüncenin hiç de çocuksu olmadığını, tam tersine, olgun, hatta olağanüstü olgun olduğunu anladım. i̇çimde konuşan kimdi? bunları kimin aklı planlıyordu? ne tür bir doğaüstü güç işbaşındaydı? çocuk saflığının alışılagelmiş bilinirliğine zarar verebilecek çok rahatsız edici bir düşünceyi önlemek için kalın kafalıların, "kara adam", "insan yiyen", "rastlantıdır" ve "geçmişi yorumlama" gibi sözcüklere sığınacaklarını biliyorum. ah, bu sağlıklı düşünen, iyi ve üretken insanlar! onları her zaman, bir gün sonra kuruyacağından habersiz, güneşin ısıttığı çok sığ bir yağmur birikintisinde güle oynaya kuyruklarını sallayan kurbağa larvalarına benzetirim. i̇çimde konuşan kimdi? bilgimi çok aşan sorunlara kim değindi? kim aşağısı’nı ve yukarısı’nı bir araya getirdi ve yaşamımın yarısını fırtınalı bir tutkuymuşçasına dolduracak şeylerin temelini attı? bunu yapan, aynı anda, hem yukarı'dan hem de aşağı’dan gelen bu yabancı konuktan başka kim olabilir?”
s.27
carl gustav jung
anılar, düşler, düşünceler
yayına hazırlayan: aniela jaffé
can yayınları
çeviren: i̇ris kantemir
s.27
carl gustav jung
anılar, düşler, düşünceler
yayına hazırlayan: aniela jaffé
can yayınları
çeviren: i̇ris kantemir