ana – tabutmag forum
hemen her akşam işten sonra, içlerinden biri pavel'in evine gelirdi. hep birlikte okurlar, kitaplardan bölümler aktarırlardı. tasalıydılar ve yıkanmaya zaman bulamıyorlardı. kitapçıklarını ellerinden bırakmadan akşam yemeğini yiyorlar, çaylarını da çalışırken içiyorlardı. konuşmaları gitgide anlaşılmaz hale geliyordu ana için.

pavel sık sık:
"bize bir gazete gerek!" diyordu.

çalkantılı ve hayhuylu bir yaşantıya dalmaktaydılar. gittikçe artan bir susuzlukla kitaptan kitaba koşuyorlardı. tıpkı çiçekten çiçeğe konan arılar gibi...

bir gün, vesovşikov:
"bizden söz edilmeye başlanıyor,” dedi. “mutlaka yakında yakalayacaklar bizi..."

"su testisi su yolunda kırılır,” dedi küçükrusyalı.
andrey her geçen gün biraz daha hoşuna gidiyordu pelageya'nın. "küçük anne" diye çağırdığı zaman, tatlı bir çocuk elinin yanağını okşadığı duygusuna kapılıyordu. eğer pavel'in işi çıkarsa, pazar günleri odunu o yarıyordu. bir gün omuzunda bir tahtayla geldi. baltayı aldı, evin girişindeki çürük bir basamağı ustalıkla çabucak değiştiriverdi. başka bir gün, yıkılmak üzere olan tahta perdeyi onardı. çalışırken, tatlı, yanık havalar çalardı ıslıkla.

bir gün ana, oğluna dedi ki:
"küçükrusyalı'yı evimize alsak mı, ha? ne dersin? i̇kiniz için de iyi olur, birbirinizin evine koşuşturmaktan kurtulursunuz."

pavel omuzlarını silkti.
"ne diye sıkıntıya sokacaksınız ki kendinizi?” diye sordu.

"o da laf mı canım! ben ömrüm boyunca sıkıntıya katlandım, hem de nedenini bilmeden. i̇yi bir çocuk için seve seve katlanabilirim sıkıntıya."

pavel:
“canınız nasıl istiyorsa öyle yapın!” diye karşılık verdi. “eğer kendisi kabul ederse, ben de sevinirim...”

ve küçükrusyalı onların evine taşındı.

s.54
maksim gorki
ana

yordam kitap
türkçesi: zaven biberyan