a’dan x’e – tabutmag forum
mi guapo,

küçükken kuş tüyü koleksiyonum vardı. neredeyse 200 tane. 27 farklı türün. her kuşun kendi zarfı vardı. çocukluklarımızı pek anlatmadık birbirimize değil mi? bunu yapacağımız ânı sabırsızlıkla bekliyorum, inşallah. i̇nsanlar birbirlerine âşık olduklarında çocukluklarından bahseder ama biz yapmadık. neden sence? ben biliyorum galiba ama anlatacak kelime bulamıyorum. sen çıktığında bulurum. meleklere ilgi duymamı sağlayan da bu kuş tüyü koleksiyonu olmuştur ilk. kerubiler, seraflar, düşmüş melekler ve özel ulakları öğrenmiştim. her melek sınıfının farklı kanatları ve uçmadıkları zaman onları katlamak için farklı yöntemleri ve doğal olarak farklı tüyleri vardı.

ne zaman kuş tüylerimden birini parmağımla boydan boya okşasam bir dilek tutardım. tarsa enstitüsü'nde eczacılık okumaya başladığımda meleklerle yolumu çoktan ayırmıştım. ama bu aralar başka şeyler düşünüyorum ve ne düşündüğümü sana bir mektupta anlatmak istiyorum günün birinde.

uzun zaman önce, sonsuzluğa en yakın şeyin sevişme sonrası duyulan bahtiyarlık olduğunu düşünürdüm. şimdi belli bir tür söylenti duymak olduğunu düşünüyorum. yolların ve kaldırımların yapılacağı, silahların evlerde tutulacağı ve babaların oğullarına aritmetik öğreteceği bir gelecekte başlayacak bir sokak söylentisi.

john berger
a’dan x’e
Mi Soplete,

Ekmeğe bakmakla, eline alabileceğin kadar sıcak olup olmadığını anlayabilirsin. Eczanenin aşağısındaki fırının önünde akşam altıda yirmi adam sıraya giriyor. Üzerimde beyaz önlüğüm varsa hep benim önden girmeme izin verirler. En azından on beş dakika orada bekleyip ekmeğin çıkarılışını seyrederler. Bizim bunu yapmaya hiç zamanımız olmamıştı sanki. Fırıncı adamlara hiç bakmaz. Gözü hep ekmeklerde ve beyaz, sıcak kubbenin arkasındaki korlarda. Adamlar da bir nevi müsabaka seyreder gibi pür dikkat bekler. Sana anlatmak istediğim başka bir şey daha var.

Umutla beklenti arasında büyük fark var. İlk başta süreyle ilgili olduğunu düşünmüştüm, umudun daha uzaktaki bir şeyi beklemek olduğunu. Yanılmışım. Beklenti bedene ait, umutsa ruha. Fark bu. İkisi birbiriyle temas ediyor, birbirini tetikliyor ya da yatıştırıyor ama her birinin hayali farklı. Bir şey daha öğrendim. Bir vücudun beklentisi bir umut kadar uzun sürebilir. Seninkini bekleyen benim vücudumun mesela.

Sana iki kere müebbet verdikleri anda onların zamanına inanmayı bıraktım.

A.

Not: Kuryeyle gönderdiğim turpları aldın mı?

John Berger
A’dan X’e

s.28
Metis Yayınları
Türkçesi: Aslı Biçen