yaşama uğraşı – tabutmag forum
29 Eylül

“bayramlar, tatiller, kalabalığın bir parçası olmak, aile gibi sıradan insanların hoşlandığı şeylerden bir tat alamamakla övünmekten vazgeçmem gerekecek. benim asıl tat alamadığım şeyler olağandışı zevkler (yalnızlık ve soğukkanlılık) ve herkesin hoşlandığı şeylerden zevk alamıyorsam, bu bende başlangıçta doğal olan bir yeteneği elimden daha iyisini yapmak gelirmiş gibi bir özentinin köreltmiş olmasındandır.

genellikle, herkesin hoşlandığı şeylerden zevk almadığımız zaman bir üstünlük duyarız, çünkü böylece 'daha üstün yetenekli' olduğumuza inanırız.

oysa belli bir konudaki yeteneksizliğimiz başka bir konuda yetenekli olmamızı gerektirmez. budalaca bir şey yazamayan bir insan, güzel bir şey de yazamayabilir.

korktuğumuz şeyden, dolayısıyla kendimiz olabileceğimiz, bizimle belli bir yakınlığı olan şeyden nefret ederiz, çünkü herkes kendinden nefret eder. bir insanın en ilginç, en verimli nitelikleri kendisinde ve başkalarında en çok nefret ettiği niteliklerdir, çünkü nefret bütün öbür duyguları da (sevgi, kıskançlık, bilgisizlik, gizlilik, bilme ve sahip alma isteği) içerir. acı çektiren de nefrettir. nefreti yenmek demek, kendini tanımaya, kendine egemen olmaya, kendini doğrulamaya, dolayısıyla acı çekişe son vermeye doğru bir adım atmak demektir.

acı çekiyorsak, suç her zaman bizdedir.”