uygarlıkların batışı – tabutmag forum
la fontaine, ağustos böceği ile karınca’da, kendi zamanının ahlakını yansıtmıştı; evrensel ve kalıcı bir değere sahipmiş gibi gözüken bu ahlak anlayışına göre, titiz, özenli, günlük çalışma kesin bir değerdi ve ağustos böceği “bütün yaz” şarkı söyleyeceğine bu değerden esinlenmeliydi.

masalda güzel rol karıncaya aitti. her mevsimde çalışma azmi sayesinde herkes tarafından onaylanıyor, masalın sonuna gülenleri kendi yanına çekiyordu: “madem bütün yaz şarkı söyledin, şimdi de oyna biraz!" diye karşısındakiyle alay ediyordu. ağustos böceği ise kendini köşeye sıkışmış gibi hissediyordu. günümüzde ise tam tersi oluyor. karıncalarla alay ediliyor, onlar küçük görülüyor. ebeveynlerinin ömürleri boyunca sabahtan akşama didindiklerini, buna rağmen ne maddi rahatlığa erişebildiklerini, ne orta sınıfa dahil olabildiklerini ne de isimsizlikten kurtulabildiklerini görmüş gençler, onlara takdirden çok acıma hissiyle yaklaşıyorlar. o örneği izlemelerini destekleyecek hiçbir şey yok. tam tersine, o örnekten uzak durmaya, isterse iğrenç dolandırıcılıklar ve kaçakçılıklarla olsun, “başarmış olanlara” öykünmeye veya her ne yoldan olursa olsun şöhret cennetinde kendi on beş dakikalarını kazanmaya teşvik ediliyorlar.

rol modellerin altüst olmasının, uzun süre ayıp kabul edilmişe hayranlık duymaya ve uzun süre örnek gösterilmişi aşağılamaya başlamanın bir nüfus bünyesinde nasıl zararlara yol açabileceği üzerinde ne kadar durulsa azdır. uyuşturucu kaçakçılarına öğretmenlerden fazla hayranlık duyulan bir mahallenin toplumsal çürüme odağı haline geldiğini anlamak için uzun ispatlara gerek var mı? bütün bir toplum benzer bir zihniyet içine girdiğinde, parasal açıdan kazançlı işlere toplumsal açıdan yararlı işlerden daha çok değer verildiğinde, bunun yıkıcı sonuçlarını engellemek imkânsızlaşır. yurttaşların tüm davranışları bu durumdan etkilenir...

s.154—155

amin maalouf
uygarlıkların batışı

türkçesi: ali berktay
yky