kalanlar – tabutmag forum
(...)

Şimdi neden bu kadar çok sevdiğimi anladım, çünkü kendim ölmüştüm ve yalnızca başkalarının canlılığını algılayabiliyordum.

(...)

26.11.81
Nihayet yağmur başladı. Bu sabah artık yağmuru neden bu kadar çok sevdiğimi anladım. Ağlayan bir yüreğe benzediği için. Onun acısı yüreğimi ağrıtıyor. Yüreğimde büyük acıyla beşte uyandım. Çocuğumun gülen yüzü. Christa'nın ikizleri. Yüce yürekli Achim.

Babam bir haftalık sakal bırakmış. Bembeyaz. Gözü de kör. İyice ihtiyar. İyice huysuz. Kendisiyle birlikte bütün dünya ölsün istiyor. Huysuz. Çirkin. Ölene kadar hepimizin burnundan getirecek. Özellikle onunla evlendiği için ömür boyu idam cezasına çarptırılmış annemin.

(...)

27. 11. 81
Bugün hakkımda çıkan yazıları bir kez daha okuyorum. Ders alayım da aynı hataları yinelemeyeyim diye!

(...)

Sabun da yerinde yok. Kibritler de yerinde yok. Kibrit bulunca çakıyorsun. Bakıyorsun ki daha önce çakılmış, gene kutuya konulmuş!

(...)

Bu son yolculuğum. Artık hiçbir trene binmeyeceğim, hiçbir uçağa binmeyeceğim, hiçbir gemiye.

(...)

Yalnız değilsin. Mozart seninle. Pavese seninle.

(...)

Bugünden sonra acıyı mutluluk olarak tanımlayacağım.

(…)

Berlin'de içimde büyük bir ölüm özlemi oluşuyor. Doğaldır, yaşam için bu kadar çok dürtünün olduğu yerde ölüm de çoğalır.

Tezer Özlü
Kalanlar

s.35-36
Yapı Kredi Yayınları