— Uyursam radyo elimden düşer. Ama siz dikkat ederseniz, değil mi? Hepsi çok değerli şeyler. Hepsi değerli, bilemezsiniz bavulum ne değerli. Çamaşırlarım, iç çamaşırlarım hep birinci kalite. Çocuklarım, hiçbir şeyini çaldırma dedi, çaldırma. Bilemezsiniz bu seyahat beni nasıl sevindiriyor. Çünkü nasıl karşılanacağımı biliyorum. Böyle bir karşılanma da benim hakkım.
(...)
Birdenbire çok yorulduğumu, taşıyamayacağım kadar yaşantı üslendiğimi ölürcesine algıladım. Kitapsız, sanatçısız, tartışmasız bir yaşamın özlemi sardı benliğimi.
(...)
Sıska bedenimden deriler sarktığında izin isteyeceğim. Ölmek için köyüme döneceğim, diyeceğim. Burada ölemez misin? diyecek. Burada ölecek yer yok, diyeceğim. Sonra siz beni yakarsınız. Ya küller arasında uyanıp, gövdemi arayıp, yalnız külleri görürsem? Oysa toprak içinde bir süre daha kollarım, bacaklarım ve tüm bedenimle birlikte olabileceğim. Belki ölüme alışana dek. Ölüm içinde ölümü unutana dek.
(...)
Altın kravatlar, küflenen giysi ve ayakkabılar, İsveç'ten gelen çocukların ve kendisinin oyuncakları, faturalar...
Öyle anılar var ki gerçek mi yoksa düşünülmüş mü olduklarını bilemiyorum.
(...)
Mayakovski'nin aşk özlemi, aşkın kendisine âşık olmak, tutulmak olduğunu tüm mektupları kanıtlıyor. Özellikle son mektubu. Tutulmak, bağlanmak istediği kadar bağlıdır. Aslında gerçek bir tutku.
(...)
Profesör, aşk ve ölüm. Bana enjekte edilen ölüm ve benden çekip alınan yaşam. Beyaz duvarlar, mavi oda.
s. 34
Tezer Özlü
Kalanlar
YKY
(...)
Birdenbire çok yorulduğumu, taşıyamayacağım kadar yaşantı üslendiğimi ölürcesine algıladım. Kitapsız, sanatçısız, tartışmasız bir yaşamın özlemi sardı benliğimi.
(...)
Sıska bedenimden deriler sarktığında izin isteyeceğim. Ölmek için köyüme döneceğim, diyeceğim. Burada ölemez misin? diyecek. Burada ölecek yer yok, diyeceğim. Sonra siz beni yakarsınız. Ya küller arasında uyanıp, gövdemi arayıp, yalnız külleri görürsem? Oysa toprak içinde bir süre daha kollarım, bacaklarım ve tüm bedenimle birlikte olabileceğim. Belki ölüme alışana dek. Ölüm içinde ölümü unutana dek.
(...)
Altın kravatlar, küflenen giysi ve ayakkabılar, İsveç'ten gelen çocukların ve kendisinin oyuncakları, faturalar...
Öyle anılar var ki gerçek mi yoksa düşünülmüş mü olduklarını bilemiyorum.
(...)
Mayakovski'nin aşk özlemi, aşkın kendisine âşık olmak, tutulmak olduğunu tüm mektupları kanıtlıyor. Özellikle son mektubu. Tutulmak, bağlanmak istediği kadar bağlıdır. Aslında gerçek bir tutku.
(...)
Profesör, aşk ve ölüm. Bana enjekte edilen ölüm ve benden çekip alınan yaşam. Beyaz duvarlar, mavi oda.
s. 34
Tezer Özlü
Kalanlar
YKY