«insan uzaklara özgü bir varlıktır» der heidegger; «hep kendinden başka yerdedir.» dünyanın hiçbir köşesi yok ki insan güvenle, «ben buyum!» diyebilsin. çünkü yapılışı gereği insan, ancak kendinden başka olanla bağlantıları içinde varolur. heidegger, «durmaksızın artan bir varlıktır insan,» der; «bir anda varolan şeye indirgenseydi yok olurdu!» her düşünce her bakış, her eğilim bir aşkınlıktır. bundan ötürü, sevinci incelerken şunu görüyoruz: sevinç yalnız geçmişi değil, geleceği de içine alıyor, bütün dünyayı kucaklıyor. dağın doruğunda gölgede yatan kimse, yalnızca orada, bedenini dinlendirdiği o toprak parçası üzerinde değildir: gördüğü şu dağlardadır aynı zamanda, şimdi bir yokluk gibi uzakta kalmış kentlerdedir. bu yokluk, bu ayrılık, kentlerden uzak kalış sevinç verir ona. gözlerini yumsa, bir şey düşünmemeye çalışsa bile, gene de oradaki kımıltısız sıcakla çatışma içinde duyar kendini, uzaktan uzağa da olsa.
dışında dünya olmasaydı, tek başına insan da olamazdı.
s.30
simone de beauvoir
denemeler
türkçesi: asım bezirci
payel yayınevi, 1989
dışında dünya olmasaydı, tek başına insan da olamazdı.
s.30
simone de beauvoir
denemeler
türkçesi: asım bezirci
payel yayınevi, 1989