ruhun hastalıkları ile duygusallığı arasında ne ayrım vardır? çok kez anlattım bunu, şimdi de anımsatayım: ruh hastalıkları; yaşlanmış, nasırlaşmış kusurlardır: para hırsı, mevki ihtirası gibi. bunlar insanın ruhunu sımsıkı kavrarlar, ruhun değişmez kötülükleri olmaya başlarlar. kısaca tarif edersem, ruhun hastalığı, insan yargısının yozlaşmada direnmesidir. az istenmesi gereken şeyleri çok istenmesi gereken şeyler sanma yanılgısıdır ya da istersen şöyle tanımlayayım: az istenmesi gereken şeyler üstüne aşırı düşkünlük veya az değer verilmesi ya da hiç değer verilmemesi gereken şeylere çok değer verilmesi. duygusallıklar, ruhun beğenilmeyen, umulmadık anda gelen taşkın davranışlarıdır; yinelendikleri, ihmal edildikleri zaman hastalık meydana getirirler. nasıl ki yoluna konulmayan sıradan bir nezle, göğse iner, öksürük yaparsa; sık sık gelen, müzminleşen nezle vereme dönüşürse, bu da işte öyledir! bu yüzden çok gelişmiş ruhlar, hastalıkların ötesine geçmişlerdir ama her ne kadar mükemmelliğe yakın olsalar da hâlâ duygusallıkları vardır.
syf•266—
lucius annaeus seneca
ahlak mektupları
türkçesi: türkân uzel
jaguar kitap
syf•266—
lucius annaeus seneca
ahlak mektupları
türkçesi: türkân uzel
jaguar kitap