kendini tanımak için (geçmiş toplumları tanıdığımız gibi) gelecekte yer aldığını iddia etseydi, amacına asla ulaşamayacaktı: geleceği tanımamakta ya da kısmen neler olacağını bilse bile, bunu içinde barındırdığı önyargılarla, yani dönüp gelmek istediği çelişkiden yola çıkarak yapmaktadır. egemen sınıfın ideolojisini yargılamak için, ideal olarak, kendini toplum dışında bir yere koymaya çalışsaydı, yaptığı en iyi şey çelişkisini de yanında götürmek olurdu; en kötüsündeyse, orta sınıfların üstünde (ekonomik açıdan) yer alan ve onlara tepeden bakan büyük burjuvaziyle özdeşleşir ve bu arada, hiç sorgulamadan onun ideolojisini kabul ederdi. o halde, içinde yaşadığı toplumu anlayabilmesi için aydının önünde tek bir yol var: o da, toplumu ezilenlerin bakış açısından ele almak.
s.48-
jean-paul sartre
aydınlar üzerine
türkçesi: aysel bora
can yayınları
s.48-
jean-paul sartre
aydınlar üzerine
türkçesi: aysel bora
can yayınları