prekarya zamanın yarattığı stresin altında. ekonomik güvence ya da mesleki bir gelecek olmamasına rağmen ücret almadığı bir dizi iş yapmak zorunda. emeğin yoğunlaşması ve zaman yönünden artan talepler nedeniyle prekarya sürekli olarak bitap düşme ya da bir kadının da dile getirdiği gibi ‘kafanın sürekli olarak dalgın' olması riskiyle karşı karşıya.
hizmet sektöründeki hayat tarzı, zamanın kullanımına dair bir anlatı olmaksızın ve geleceği görme yetisinden yoksun bir şekilde birden fazla işi aynı anda yapmayı gerektiriyor. prekaryalaşmak demek, herhangi bir mesleki gelişme hissi olmaksızın performans odaklı hayat tarzlarıyla bağlantı halinde olmak anlamına gelir. dikkatimizi bir oraya bir buraya yönlendiren sinyallere tepki veriyoruz. birden fazla işi aynı anda yapmak, aslında her aktivitenin üretkenliğini azaltıyor. bütünsel olarak düşünememek alışkanlık haline geliyor. yaratıcı işleri yapmanın yanı sıra yoğunlaşma, tefekkür ve sürekli çaba isteyen boş vakit aktivitelerine katılmak da zorlaşıyor. boş zaman alanı giderek daraldığı için, insanlar zihinsel anlamda pasif bir şekilde dinlenirken bile rahatlıyor. bira ve cin içmek nasıl sanayi proletaryasının afyonuysa, sürekli etkileşim halinde olmak da prekaryanın afyonu.
i̇şyeri artık tek bir mekân değil; sınırları ve tanımı belirsizleşen bir güvencesizlik alanı halini almış durumda. belki prekaryanın bazı mesleki becerileri olabilir ancak bu vasıflar zamanla kaybolabileceği gibi kişiye güvenli bir kimlik ya da uzun vadede sürdürülebilir onur dolu bir hayat sağlamakta yetersiz kalabilir. bütün bunlar, fırsatçılık ve siniklik üretebilecek sağlıksız bir bileşim ortaya çıkarıyor ve prekaryanın riskleri orantısız biçimde üzerine almak zorunda kaldığı bir piyango toplumuyla karşı karşıya kalıyoruz.
bir yandan da zamanın giderek sıkışması nedeniyle boş zaman giderek daralırken, insanlar kısa bir dönemliğine motive olmaları, karizmatik bir kişiden ya da ciddi bir olaydan etkilenmeleri haricinde, siyasetten uzaklaşıyor ve zayıf bir demokrasi ile karşı karşıya kalıyoruz.
s.219-220
guy standing
prekarya
yeni tehlikeli sınıf
i̇letişim yayınları
çev.: ergin bulut
hizmet sektöründeki hayat tarzı, zamanın kullanımına dair bir anlatı olmaksızın ve geleceği görme yetisinden yoksun bir şekilde birden fazla işi aynı anda yapmayı gerektiriyor. prekaryalaşmak demek, herhangi bir mesleki gelişme hissi olmaksızın performans odaklı hayat tarzlarıyla bağlantı halinde olmak anlamına gelir. dikkatimizi bir oraya bir buraya yönlendiren sinyallere tepki veriyoruz. birden fazla işi aynı anda yapmak, aslında her aktivitenin üretkenliğini azaltıyor. bütünsel olarak düşünememek alışkanlık haline geliyor. yaratıcı işleri yapmanın yanı sıra yoğunlaşma, tefekkür ve sürekli çaba isteyen boş vakit aktivitelerine katılmak da zorlaşıyor. boş zaman alanı giderek daraldığı için, insanlar zihinsel anlamda pasif bir şekilde dinlenirken bile rahatlıyor. bira ve cin içmek nasıl sanayi proletaryasının afyonuysa, sürekli etkileşim halinde olmak da prekaryanın afyonu.
i̇şyeri artık tek bir mekân değil; sınırları ve tanımı belirsizleşen bir güvencesizlik alanı halini almış durumda. belki prekaryanın bazı mesleki becerileri olabilir ancak bu vasıflar zamanla kaybolabileceği gibi kişiye güvenli bir kimlik ya da uzun vadede sürdürülebilir onur dolu bir hayat sağlamakta yetersiz kalabilir. bütün bunlar, fırsatçılık ve siniklik üretebilecek sağlıksız bir bileşim ortaya çıkarıyor ve prekaryanın riskleri orantısız biçimde üzerine almak zorunda kaldığı bir piyango toplumuyla karşı karşıya kalıyoruz.
bir yandan da zamanın giderek sıkışması nedeniyle boş zaman giderek daralırken, insanlar kısa bir dönemliğine motive olmaları, karizmatik bir kişiden ya da ciddi bir olaydan etkilenmeleri haricinde, siyasetten uzaklaşıyor ve zayıf bir demokrasi ile karşı karşıya kalıyoruz.
s.219-220
guy standing
prekarya
yeni tehlikeli sınıf
i̇letişim yayınları
çev.: ergin bulut