doğruyu söylemek – tabutmag forum
serenus'un kendi durumu hakkındaki genel sunumu şudur:

“bütün erdemlerin başlangıçta zayıf olduğunu, sağlamlık ve gücün zamanla geliştiğini söylemene gerek yok hiç. ben aynı zamanda gösteriş yapmaya çalışan erdemlerin, yani iyi bir konuma, hitabet kudreti sayesinde kazanılacak üne başkalarının bizim hakkımızdaki hükümleriyle ilgili her şeye sahip olmak için mücadele eden erdemlerin zamanla güçlendiklerinin farkındayım. gerçek güç sağlayan erdemler de, hoşa gitmek uğruna bizi bir tür gözboyayıcılığıyla kandıranlar da, zaman içinde gerçek renklerini kazanabilmek için uzun yıllar beklemeye mecburdurlar; ancak birçok şeye sabitlik kazandıran alışkanlığın, benim bu hatamın da daha derinlere kök salmasına yol açmasından fena halde korkuyorum. hem kötü, hem de iyi şeylerde, uzun süreli ilişki aşka yol açar. i̇ki ayrı şey arasında duran ve ne doğruya, ne de yanlışa eğilim gösteren bu zihin zayıflığının doğasını bir seferde tek parça olarak gösteremem; sana başıma gelenleri söyleyeceğim, sen de hastalığıma bir isim bulacaksın.”

serenus bize kendisine dair sergileyeceği hakikatin, kendisine sıkıntı veren hastalığı betimleyici nitelikte olduğunu söyler. bu genel saptamalardan ve daha sonra anlatacağı belirtilerden, onun hastalığının artık ilerlemediğini, sadece yalpalayıp sallanan bir geminin güvertesinde durmaktan kaynaklanan bir deniz tutulmasına benzediğini görebiliriz. serenus bu halde, erişilmez durumdaki karayı seyrederek denizin ortasında kalmaktan çok korkmaktadır. serenus'un anlattığı temaların düzenlenişi, denizde kalmaya yapılan dolaylı ve ileride göreceğimiz açık metaforik göndermelerle birlikte, ahlâk ve siyaset felsefesinde tıp ile gemi kullanma ya da denizcilik arasında yapılan daha önce gördüğümüz geleneksel çağrıştırmayı içerir.

s.120
michel foucault
doğruyu söylemek

çev.: kerem eksen
ayrıntı yayınları