dağınık zihinler – tabutmag forum
Alman yazar Gunter Grass, Teneke Trampet adlı romanında, yorgun müşterilerin çılgın bir davul sesiyle keskin soğanları koklamaya geldikleri bir gece kulübünü tasvir ediyor. Gözyaşları akar ve aksi halde ruhlarının çok derinlerine bastırılmış olacak üzüntülerini hissederler. Bağımlı oldukları şey, derin duyguların yapay olarak neden olduğu yoğunluktur. Grass'ın yazdığı gibi, kendimizin en gerçek parçaları olan kederlerimizden çok uzaktayız. Kendine giderken acıdan uzaklaşan bir yol yoktur.

Gabor Maté
Dağınık Zihinler

s.305
Türkçesi: Engin Süren
Hep Kitap
“çocuklarımın küçüklüğünde yapmamış olmayı dilediğim şeyler olsa da daha çok yapmadıklarımdan pişmanlık duyuyorum: çocuklarıma dikkatli, güvenli ve güvenilir bir ebeveyn varlığı sunamamak. keşke nasıl rahatlayabileceğimi, beni alıp götüren dürtülerimden kendimi nasıl kurtarabileceğimi bilseydim ve o harika küçük insanların varlığının keyfini sürebilseydim.

yazdıklarıma bakınca konu ailem olduğunda kendimi söz konusu parçanın kötü adamı olarak gördüğüm düşünülebilir. aslında öyle değil. ne kendimi ne de bir başkasını yargılamak gibi bir niyetim var. evvela, benim olaya katkım rae ile birlikte oluşturduğumuz yapının yarısından sorumluydu. i̇lişkilerle ilgili bölümde açıklayacağım gibi, insanlar kendileriyle aynı bilinçdışı kaygılara sahip olan, kendi fonksiyon bozukluklarının aynası olan ve çözülmemiş duygusal sorunlarını onların yerine tetikleyen insanları hatasız bir içgüdüyle partner olarak seçerler. bu durum her ikimiz için de doğruydu. i̇kincisi, yargılama ya da suçlamanın hiçbir faydası yoktur. önemli olan anlamaktır. geriye dönüp bakınca rae de ben de bütün bu yıllar boyunca aramızda uyumlu bir sürecin işlediğini görebiliyoruz. her ne yaşandıysa, bildiklerimize, kim olduğumuza ve bu evliliğe bireysel olarak neler kattığımıza göre yaşanması gerekiyordu. çocuklarımız için elimizden gelenin en iyisini yaptığımız ve bunu yapmaya devam ettiğimiz de bir gerçek.”

gabor maté
dağınık zihinler

s.50
türkçesi: engin süren
hep kitap