i̇şte ben, böyle bir derinlikten bakarken, neredeyse son karanlıktan bakarken, bütün o kabukların içinden kabuk olarak bakarken, hayatıma ve etime kapatılmış olarak oturuyorum burada, dağlardaki ayırıcı müziğin sesine kulak veren, kendi ben’inin anlaşılmazlığından öteye, daha geniş alanların en anlaşılmazlarına tutkuyla bakan ben, evet bakan, aynı zamanda bakılan olarak ben, bilginin giriftliğini seziyorum, dağ olduğumu, tepe olduğumu, ışık olduğumu ve aslında ben olduğum için ulaşamayacağım, ama ulaşmak istediğim, okyanusların, dağların ve batık adaların derin çukurunda, karanlığın altın zemini üzerinde, günün birinde o büyük unutma üstüme çöktüğünde ulaşacağım toprak parçası olacağımı hissediyorum.
hermann broch
die verzauberung
hermann broch
die verzauberung