kayıp zamanın i̇zinde – tabutmag forum
babamın mumundan yayılan ışığın tırmanışını izlediğim merdiven duvarı uzun zamandır yok. benim içimde de, daima var olacağını zannettiğim birçok şey yok oldu, onların yerini alan yenileri ise, o sırada tahmin edemeyeceğim yeni üzüntülere ve yeni mutluluklara yol açtılar; buna karşılık, eski üzüntülerimi ve mutluluklarımı da şimdi anlamakta güçlük çekiyorum. babamın, anneme, “çocuğun yanına git,” demesi de, uzun zamandır imkânsız. böyle anları bir daha asla yaşayamayacağım. ama kısa bir süredir, kulak kabarttığım takdirde, babamın karşısında bastırmayı başardığım ve ancak annemle yalnız kaldığımızda koyverdiğim hıçkırıkları gayet iyi duyabiliyorum yine. aslında o hıçkırıklar hiç sona ermedi; şimdi etrafımda hayat daha suskun olduğu için onları tekrar duyar oldum; tıpkı gündüzleri şehrin gürültüsü tamamen bastırdığı için çalmadıklarını zannedebileceğimiz manastır çanlarının, gecenin sessizliğinde tekrar çalmaya koyulmaları gibi.

s.43—

marcel proust
kayıp zamanın İzinde — 1
swann’ların tarafı

çeviren: roza hakmen
yky
Combray'de herkes herkesi, hem insanları, hem de hayvanları o kadar iyi tanırdı ki, halam tesadüfen “hiç tanımadığı” bir köpeğin sokaktan geçtiğini görecek olsa, durmadan bunu düşünür, mantık yürütme becerisini ve boş saatlerini tümüyle bu akıl almaz olaya hasrederdi.

“Mme Sazerat'nın köpeğidir,” derdi Françoise, söylediğine kendi de pek inanmamakla birlikte, halamı rahatlatmak için, "kafa patlatmasın" diye.

Eleştirici zihni bir gerçeği bu kadar kolay kabul etmeyen halam, “Sanki ben Mme Sazerať'nın köpeğini tanımıyorum!” diye cevap verirdi.

s.63—

Marcel Proust
Kayıp Zamanın İzinde — 1
Swann’ların Tarafı

Çeviren: Roza Hakmen
YKY