elimde ordu müzesinin kataloğuyla bütün odaları dolaşıyorum; ev sanki aylardır içinde oturulmamış gibi, çünkü malina yalnız başına olduğunda, hiçbir yer dağılmaz. lina sabahları sıkça yalnız çalışabildiğinde, beni çağrıştıran her şey kutuların ve dolapların içinde kaybolur, hiç toz havalanmaz, yalnızca benim sayemdedir ki, birkaç saate kadar etraf yeniden tozlanıp pislenecek, kitaplar birbirine karışacak, oraya buraya kâğıtlar saçılacak. henüz etrafta hiçbir şey yok. yolculuğa çıkmadan önce anni’ye, st. wolfgang’a gelebilecek posta için bir zarf bırakmıştım; bir kart olacak bu, yani özel bir sürpriz değil, ama paris’ten ve münih’ten gelen mektupların ve kartların yanına, bu çekmeceye koyabilmem için, bu karta ihtiyacım var yine de. en üstte, viyana’dan yazılıp st. wolfgang’a gitmiş bir mektup duruyor. şimdi tek eksiğim, mondsee.
telefonun önüne oturuyorum, bekliyorum ve sigara içiyorum, ivan’ın numarasını çeviriyorum, telefonunu çaldırıyorum, daha günlerce cevap vermeyecek, ve ben daha günlerce, ölmüş gibi görünen, giderek ısınan viyana’da dolaşabilirim ya da burada oturabilirim, kendimde değilim, kendim burada değil, nedir bu, kendimin olmaması? burada olmadığında, nerede oluyor bu kendim? bu boşluk hem içimde, hem de dışımda, burada kendim, hiçbir yerde yokum, nereye istersem oturabilirim, eşyalara dokunabilirim, kaçabildiğim ve yeniden kendimsizlikte yaşayabildiğim için sevinebilirim. kendim gibi, olmayan ülkeme döndüm, sığınabileceğim o engin ülkeme. malina olmalı telefon eden, ama o değil, ivan.
s.157—
ingeborg bachmann
malina
türkçesi: ahmet cemal
yky
telefonun önüne oturuyorum, bekliyorum ve sigara içiyorum, ivan’ın numarasını çeviriyorum, telefonunu çaldırıyorum, daha günlerce cevap vermeyecek, ve ben daha günlerce, ölmüş gibi görünen, giderek ısınan viyana’da dolaşabilirim ya da burada oturabilirim, kendimde değilim, kendim burada değil, nedir bu, kendimin olmaması? burada olmadığında, nerede oluyor bu kendim? bu boşluk hem içimde, hem de dışımda, burada kendim, hiçbir yerde yokum, nereye istersem oturabilirim, eşyalara dokunabilirim, kaçabildiğim ve yeniden kendimsizlikte yaşayabildiğim için sevinebilirim. kendim gibi, olmayan ülkeme döndüm, sığınabileceğim o engin ülkeme. malina olmalı telefon eden, ama o değil, ivan.
s.157—
ingeborg bachmann
malina
türkçesi: ahmet cemal
yky