kimi zaman insanlar kendilerini ifade edemiyormuş gibi davranılır. ama gerçekte, kendilerini ifade etmeyi sürdürürler. lanetli çiftler, erkek "neyin var? kendini ifade etsene..." demeden kadının dalgın ya da yorgun olamayacağı çiftlerdir, ve kadın ... demeden erkeğin vs. radyo, televizyon çifti taşırdı, onu her yere yaydı ve gereksiz sözler, çılgın miktarlarda söz ve imge içimize işledi. saçmalık asla dilsiz ya da kör değildir. öyle ki, problem artık insanların kendilerini ifade etmesini sağlamak değil, onlara, sonrasında nihayet söyleyecek bir şeylerinin olacağı yalnızlık ve sessizlik boşlukları sağlamaktır. baskı kuvvetleri insanların kendilerini ifade etmelerine engel olmuyor, tersine, kendilerini ifade etmeye zorluyor. söyleyecek bir şeyi olmamanın hoşluğu, hiçbir şey söylememe hakkı, çünkü söylenmiş olmayı biraz hak edecek seyrek ya da seyrekleşmiş bir şeyin oluşma koşulu budur. bugün bizi öldüren şey parazit değil, hiçbir önemi olmayan önermelerdir. oysa bir önermenin anlamı, teşkil ettiği önemdir. anlamın başka tanımı yoktur ve bir önermenin yeniliğiyle aynı şeydir. i̇nsanları saatler boyu dinleyebilirsiniz: hiçbir önemi yoktur... bu yüzden tartışmak bu kadar güçtür, bu yüzden tartışmaya gerek yoktur, hiçbir zaman. birine şöyle demezsiniz: “söylediklerinin hiçbir önemi yok!" ona şöyle denebilir: "yanlış." ama birinin söylediği şey asla yanlış değildir, saçmadır ya da hiçbir önemi yoktur. daha önce bin kere söylenmiştir. önem, gereklilik, önemlilik mefhumları doğruluk mefhumundan bin kat daha belirleyicidir. onun yerini aldıkları için değil, söylediğimin doğruluğunu ölçtükleri için. matematikte bile: poincaré, birçok matematik kuramının hiçbir önemi olmadığını söylüyordu. yanlış olduklarını söylemiyordu, bu daha da beter.
s.140
gilles deleuze
müzakereler
çeviren: inci uysal
redaksiyon: ulus baker
norgunk yayınları
s.140
gilles deleuze
müzakereler
çeviren: inci uysal
redaksiyon: ulus baker
norgunk yayınları