jeanne moreau'dan lucia bosè'ye, bu arada delphine seyrig, bulle ogier, madeleine renaud, dominique sonda, isabelle adjani, catherine sellers gibi kadın oyuncularla ayrıcalıklı ilişkileriniz olduğunu siz de kabul ettiniz. i̇çlerinden pek çoğu sizin dostunuz oldu en azından.
madeleine renaud her zaman en sevdiğim dostlarımdan biri oldu. i̇şlevsel ve özensiz giyim tarzımızla da benzeriz birbirimize. onunla tiyatrodan konuşmayı, daha çok da onu dinlemeyi severim. sıcaklığını, "naif" masumiyetini severim —beckett(*) bir gün, onun dehasının bu olduğunu söylemişti— bu onu öyle bir hale getiriyor ki, şu anda bile sahneye adım atmak madeleine için dehşet verici bir deneyim.
savannah bay'ı onun için yazmışsınız.
bütün gün ağaçlarda'da, annem rolünü yorumlayışını unutamıyordum. ona annemden söz etmemi istedi. ben de fotoğraflarını gösterdim. sarsıcıydı. madeleine o küçük parisli hanımefendi havasından çıktı ve hindiçin'de yerlilere ders veren bir öğretmene dönüştü.
odéon'un o koca sahnesinde, birdenbire annemi gördüm sanki, solmuş, yaşlanmış.*
yatak odanızda delphine seyrig'in büyük bir fotoğrafı asılı; onu india song'u yorumlaması için tesadüfen seçmiş olamazsınız.
onu keşfeden resnais oldu. geçen yıl marienbad'da için istemişti onu. sene 1961. delphine sekiz yıldan beri tiyatro yapıyordu, yabani, temkinli bir kadındı, röportaj vermezdi, davetlere katılmazdı ama yine de, en büyük fransız kadın oyunculardan biriydi. sanırım daha onu görmeden, telefonda sesinin o olağanüstü iniş çıkışlarını işittiğimde seçmiştim delphine'i.
buna karşılık, nathalie granger'de oyuncular jeanne moreau ve lucia bose oldu. senaryoyu onları düşünerek mi yazdınız?
i̇ki büyük yıldızla çalışma fikrini seviyordum. klişeyi tersine çevirerek, bedenlerini arkadan göstererek ya da bacaklarında, yüzlerinde, göğüslerinde oyalanmadan ellerine odaklanarak.
kadının ritmine saygı gösteren, fena halde beş paralık edilmiş, alışılmış kadınlık hallerine başvurmadan bir film yapmak istiyordum. o iki kadınla aramda oluşan o kadınlar arası anlaşmadan güzel anılarım var.
jeanne'a gelince, daha moderato cantabile döneminde fark ettim onun bakışındaki olağanüstü zekâyı, rollerinin içine nasıl bir ciddiyetle girdiğini. brook'la birlikte film çevirirken, sürekli bana gelip anne desbaresdes'in yaşamı hakkında bir şeyler sorardı ve ben de onu memnun edebilmek için hemen oracıkta bir şeyler uydurmak zorunda kalırdım.
jeanne bana çok benzer: i̇kimiz de, tüm hayatımız boyunca aşkın gücüyle ayakta kalmışız. bunun o sırada var olan bir aşk olması gerekmez, henüz orada olmayan, gelecek ya da bitmiş olan bir aşk da olabilir.
* jean-louis barrault'nun sahneye koyduğu oyun, 1 aralık 1965'te, odéon'da oynandı.
s.101-102
marguerite duras
askıya alınmış tutku
söyleşi:
leopoldina pallotta della torre
çeviren: birsel uzma
can yayınları
madeleine renaud her zaman en sevdiğim dostlarımdan biri oldu. i̇şlevsel ve özensiz giyim tarzımızla da benzeriz birbirimize. onunla tiyatrodan konuşmayı, daha çok da onu dinlemeyi severim. sıcaklığını, "naif" masumiyetini severim —beckett(*) bir gün, onun dehasının bu olduğunu söylemişti— bu onu öyle bir hale getiriyor ki, şu anda bile sahneye adım atmak madeleine için dehşet verici bir deneyim.
savannah bay'ı onun için yazmışsınız.
bütün gün ağaçlarda'da, annem rolünü yorumlayışını unutamıyordum. ona annemden söz etmemi istedi. ben de fotoğraflarını gösterdim. sarsıcıydı. madeleine o küçük parisli hanımefendi havasından çıktı ve hindiçin'de yerlilere ders veren bir öğretmene dönüştü.
odéon'un o koca sahnesinde, birdenbire annemi gördüm sanki, solmuş, yaşlanmış.*
yatak odanızda delphine seyrig'in büyük bir fotoğrafı asılı; onu india song'u yorumlaması için tesadüfen seçmiş olamazsınız.
onu keşfeden resnais oldu. geçen yıl marienbad'da için istemişti onu. sene 1961. delphine sekiz yıldan beri tiyatro yapıyordu, yabani, temkinli bir kadındı, röportaj vermezdi, davetlere katılmazdı ama yine de, en büyük fransız kadın oyunculardan biriydi. sanırım daha onu görmeden, telefonda sesinin o olağanüstü iniş çıkışlarını işittiğimde seçmiştim delphine'i.
buna karşılık, nathalie granger'de oyuncular jeanne moreau ve lucia bose oldu. senaryoyu onları düşünerek mi yazdınız?
i̇ki büyük yıldızla çalışma fikrini seviyordum. klişeyi tersine çevirerek, bedenlerini arkadan göstererek ya da bacaklarında, yüzlerinde, göğüslerinde oyalanmadan ellerine odaklanarak.
kadının ritmine saygı gösteren, fena halde beş paralık edilmiş, alışılmış kadınlık hallerine başvurmadan bir film yapmak istiyordum. o iki kadınla aramda oluşan o kadınlar arası anlaşmadan güzel anılarım var.
jeanne'a gelince, daha moderato cantabile döneminde fark ettim onun bakışındaki olağanüstü zekâyı, rollerinin içine nasıl bir ciddiyetle girdiğini. brook'la birlikte film çevirirken, sürekli bana gelip anne desbaresdes'in yaşamı hakkında bir şeyler sorardı ve ben de onu memnun edebilmek için hemen oracıkta bir şeyler uydurmak zorunda kalırdım.
jeanne bana çok benzer: i̇kimiz de, tüm hayatımız boyunca aşkın gücüyle ayakta kalmışız. bunun o sırada var olan bir aşk olması gerekmez, henüz orada olmayan, gelecek ya da bitmiş olan bir aşk da olabilir.
* jean-louis barrault'nun sahneye koyduğu oyun, 1 aralık 1965'te, odéon'da oynandı.
s.101-102
marguerite duras
askıya alınmış tutku
söyleşi:
leopoldina pallotta della torre
çeviren: birsel uzma
can yayınları