“kendimi tanıyamıyorum. ruhum ihtiras fırtınalarıyla çalkalanan bir deniz gibi öfkeli. bu durumdaki ruhumu bir başkası görebilseydi, sanki denizde baş tarafından yara almış, sanki ürkütücü bir hızla dipsiz derinliklere doğru dalan bir gemi gibi görürdü onu. ama gemi direğinin tepesinde oturmuş çevreyi gözleyen denizciyi görmezdi. kudurun vahşi güçler, tüm ihtiras gücünüzü harekete geçirin! patlayan dalgalarınızla göğe köpükler saçsanız da benim tepemi aşmayı başaramazsınız; kayalıklar kralı* gibi sakin ve görkemli oturuyorum ben.
ayağımı basacak hemen hiçbir yer bulamıyorum; bir denizkuşu gibi, aklınım çalkantılı denizine konmaya çalışıyorum boşuna. ve bu çalkantı benim yapıtaşını oldu artık, ben onun üzerinde oluştum, tıpkı yuvasını deniz üzerinde yapan alcedo ispida** gibi.”
* klintekong ya da kayalıklar kralı; bir mit karakteridir.
** antik çağlarda, yalıçapkını adlı kuşun, yuvasını deniz üstüne yaptığı sanılırdı.
ayağımı basacak hemen hiçbir yer bulamıyorum; bir denizkuşu gibi, aklınım çalkantılı denizine konmaya çalışıyorum boşuna. ve bu çalkantı benim yapıtaşını oldu artık, ben onun üzerinde oluştum, tıpkı yuvasını deniz üzerinde yapan alcedo ispida** gibi.”
* klintekong ya da kayalıklar kralı; bir mit karakteridir.
** antik çağlarda, yalıçapkını adlı kuşun, yuvasını deniz üstüne yaptığı sanılırdı.