huzursuzluğun kitabı – tabutmag forum
“kısacası, bir şey anlayamıyorum. diğer insanların acısının doğasını, seviyesini, hiçbir şeyi anlayamıyorum. belki de onların "pratik" ıstırabı, o yemek yemekle dindirilen türden ıstırap, aslında ıstırabın en aşırı biçimidir; belki de cehennemin en derin katlarındaki işkenceler gibi o kadar korkunç bir ıstıraptır ki benim “bir düzine lanetim" onun yanında önemsiz kalır. bilmiyorum.

yine de, durum buysa, buna nasıl tahammül ediyorlar? her günü pes etmeden, umutsuzluğa kapılmadan, intihar etmeden, hatta siyaset tartışmaya devam ederek nasıl atlatıyorlar? bu kadar katı egoist olabilirler mi? i̇şlerin böyle olması gerektiğinden o kadar eminler ki kendilerinden bir kez bile şüphe duymuyorlar mı? eğer öyleyse, sanırım katlanmak daha kolay olabilir. merak ediyorum, insanların böyle olup olmadığını ve onları mutlu eden şeyin bu olup olmadığını merak ediyorum. bilmiyorum işte... acaba geceleri rahat uyuyorlar mı, sabah dinç uyanıyorlar mı? nasıl rüyalar görüyorlar? yolda yürürken ne düşünüyorlar? para mı? eminim tek mesele bu değildir. i̇nsanlar yemek için yaşıyor sözünü duymuş olsam da para için yaşadıklarına dair bir şey duyduğumu hatırlamıyorum. hayır. fakat özellikle söyleyecek olursam... hayır, bunu da anlayamıyorum. düşündükçe daha da anlayamaz hâle geliyorum ve kendimi, yalnızca benim tamamen farklı olduğum şeklindeki korkunç, rahatsız edici düşüncenin saldırısına uğramış buluyorum. i̇nsanlarla genelde konuşamam bile. neyi nasıl söylemem gerektiğini de hiç bilmiyorum.

i̇şte bu noktada aklıma soytarılık geldi.”

s.14
osamu dazai
i̇nsanlığımı yitirirken

türkçesi: peren ercan
i̇thaki yayınları