friedrich engels - tabutmag forum
doğaya, insanlığın tarihine ya da kendi eylemlerimize bakıp düşündüğümüzde önce, sonsuz bir ilişkiler, tep­kiler, alışverişler, birleşmeler ağı görüyoruz; bu ağın içinde hiçbir şey olduğu gibi, olduğu yerde ve olduğu biçimde kalmıyor; her şey hareket ediyor, değişiyor, var oluyor ve sonra ölüyor. bu yüzden, önce ağın bütünü çarpıyor gözümüze; içindeki tek tek parçalar yarıgölgede kalıyor; hareket eden, birleşen ya da birbirine bağlanan şeyleri değil de hareketleri, geçişleri, bağlantıları görüyoruz. dünyanın böyle ilkel, naif, ama ta içinden, doğru biçimde algılanması yunan felsefesinden gelmiştir. bunu, ilk kez açık olarak söyleyen heraclitus'tur: her şey hem vardır hem de yoktur; çünkü her şey akıcıdır, hiç durmadan değişir, hiç dur­madan var olur, sonra da yok olur.

cinselliğin diyalektiği
Shulamith Firestone